Güzeli yarattın, bakılmak için,
Cehenneminde var, yakılmak için,
Sır içinde sır var biliyorum da,
Bunları diyorum takılmak için.
23-04-1995 Kırıkkale
Bilezik satarak evleri yaptın,
Cennet-alâ olsun mekanın yurdun,
İyi iş yapmaktır hep senin derdin,
Saçını süpürge yaptın sen hanım.
Kırk yıl oldu, benle koşup yoruldun,
Geçirmeyiz haram lokma boğazdan,
Yetim hakkı dedik hep bir ağızdan,
Başkası yapsa da biz yapmak dedik,
Yetimi hakkıyle beraber yedik.
27-02-2005
Parada pulda değil,
Çok uzak yolda değil,
Bir çiçek açışında,
Bir çocuk bakışında.
Malda ve mülkte değil,
Dağlara tepelere yüründü akın akın,
Bir kısmı çam dikildi, dikilmeyene bakın,
Türkiye çöl olmasın, sakın ha bundan sakın,
Kırıkkale birinci başta Mustafa AKIN.
14-03-2000
Dağları taş birbirine bakıyor,
Caddelerde insan seli akıyor.
Beytullah’ı, insan kalbi yakıyor.
Resulü var, haremi var ne güzel.
Mekke 12-04-1998
Kötülük üstüne,
Bir şey demek istemem,
Bir şey de demem,
İyilik üstüne,
Çok şey demek isterim,
Bir şey diyemem,
Makama koşmadım çalıştım,
Ana kucağı gibi sana alıştım,
Kafamda dişliler döndü yatağımda,
İçimden bir şeyler kükredi her atağımda,
“Ne olursun biraz çalış.” dedirmedim,
Alarak istirahat işime hakkını yedirmedim.
Dün ümittin Türkiye’me dünyaya
Bugün kalbin kırık, tam kalen gibi,
Sen ürettin tezgâh ile topunu,
Kıbrıs’ta zaferin bir yalan gibi.
Sana kötü deyip herkesler yerdi,
Yol dolaşık bulamadım,
Senden feyiz alamadım,
Kuddusî’sin bilemedim,
Oralardan bir haber ver.
Yola düştüm koşuyorum,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!