Sen bir menekşe ayın koynunda
Bense ruhunu koklayan bir kelebek
Beni yaşamak istersen her anında
Tek ilaçtır sevgilim sessizce beklemek
Ay iner göğe doğru senin suretinde
Sevgili;
Gülüşlerin ay pırıltısı gibi
Gamzelerin bir derviş edasını haykırıyor
Ellerin de gül suyunun pırıltılı kokusu
Duman duman edersin bakışları
Aşk yüklü edep izleri taşıyan adımlarınla
İnsan ağlayan, bir kaldırım gölgesi burcunda
Elsiz ayaksız ruhların, ürperdiği bir limanda
Yüreğimin çığlığının dindiği, bir anda
Uyumak istiyorum
Ömer’in adaletine
Köhne tenhalarda yokluğunu kokluyorum
Ve ne zaman çığlıklar birikse kalemimde
Ruhumda var mısın diye seni yokluyorum
....
Güneşin gölgesi düşerdi de gözlerine
Ben ay karanlığında bedbaht duygularla
Garip bir hülya düşlerken şiirlerde
Züleyha’yı Yusuf’a götürürdü melekler
Gün yansırken meftun nehirlerde
Züleyha gönlünde beklerdi kelebekler
Garip bir hülya düşlerken şiirlerde
Yalnızlığa adanan heceler
Kuytu da iç çekip ağlarmış
Yalnızlığa bürünen geceler
Güneşe diz çöküp ağlarmış
Aşka adanan göz yaşları
Beria;
Bugün sensizlik hali var üstümde
Kahverengi bir özlem kuşattı üzerimi
Bir söğüt gölgesi altında
Kahverengi gözlerinden kalma bir sızı
Yine hasret için okşuyor kalbimi
Gözler
Mavi ela yeşil siyah olsa ne fark eder
Bakışlar gri ve soluk olduktan sonra
Sevgilim;
Öyle bir bakardın ki
Ey gözlerin de
Cennet kevserini saklayan güzel
Sadakat terennüm eder dudakların da
Bülbüller şarkılar söyler
Sessizliğinin gölgesin de
İmkansızlık damlıyor
Buse kokan gözlerinden
Bir bahar yılı daha akıp gidiyor avuçlarımdan
Dudaklarım da senden arta kalan türküler
Ellerim de sana verilememiş güller
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!