Atlas Okyanusu kıyısında
efsunlu bir balıkçı köyü
cebeli tarık'ı geçince solda
gelişememiş çevresi dar
yayılır dururur kokular
Türkiyemin bir ucu doğu'ya bakar.
İçinden cennet cennet ırmaklar akar.
Bir ucu batı'da,açılır kapın,
Yaşar yurdunda huzurla halkın...
Tarihin her anını görmüş bu toprak
Külkedisi renginde sevişir gibi
Gökyüzü ve üstü denizin
Ha değdi,ha değecek okşarmış gibi
Damladı damlayacak
Belki birazdan,yağmur yağacak
Bu sabah hava soğuk,hava sert
hava dumanlı berbat
heyhat bugün denizde hüzün var
dalıp çıkıyor martılar
bir lokma ekmek için
ağızları dolu dolu,cıvaklayarak
Titriyordu adeta sağ elim
Yine yazacak diye adını
beyaz kağıda
Korktum yerinden çıkacak diye
güzelim
Sen ki anılarımın kadını
kaldırımlar erirken güneşin sıcağında
bir anne emziriyor yavrusunu
terli kucağında
emdiği süt burnundan geliyor.
anne perişan,sürünüyor...
Babam,rahmetli; Ali Fahri
Çok severdi güzel olan her şeyi
Yemeği,gezmeyi,arabaları
Severdi eğlenmeyi,gülmeyi
Çocuklar gibi
sessizce ve sinsice
yaklaştı gündüzü devirmeye
başladı koca güneşi
o sıcaklığı ve aydınlığı eritti
o gitti
İçinde kalmışken yalnızlığın
Kemirir içini,için için ıssızca
Nefes alamazsın,battıkça yalnızlığa
Savurduğu günlere doğru,lodosun
Ardı ardına...
Orta ikide miyim ne
İstanbul’un sınırları içinde
Bir taşra okulu ve
Okula gelen gezici tiyatro
Tiyatrocular,öyle çok uzak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!