"Ölmek, nasıl bir duygu?" Diye sorar isen;
Anlatılmaz elbet lakin yaşanır.
"Peki yaşamak nasıl bir duygu?"
İşte bunu ise sadece yaşayabilen anlatır.
O halde "Kimdir yaşayabilen?"
Yaşayabilen âşıktır! Hem de Hakka aşık.
Güzellik aşk dolu yüreklerdeydi...
Ne ihtiyarlamayı bekleyen bedende;
Ne de mezara dahi giremeyecek malda mülkte!
Fakat aşk ile bakan iki çift gözde,
Gözün cesedinde değil, ruhun derinliğinde.
Güzellik ne oradaydı ne burada,
Ne uzun zamandır yazmıyorsun!
Kağıt küstü sana, kalem küstü.
Toprağa aşksız mı basıyorsun!
Toprak küstü sana, aşk da küstü.
Felaketlerden de bir felaket;
Şehidin var, sevin mi, üzül mü Şebinkarahisar;
Tekçe ana mı? Hayır bu acıya bütün ülkem ağlar!
Yalnız bir başkaymış, ateş düştüğü yeri yakarmış.
Haykır şimdi Öksürük, Çağlayan çoktan kabarmış!
Üzülme anne, şehidliktir yüce mertebe,
Bir avuntu değil bu, hakikattir iman edene.
"Nedir o aradaki görünmez engel?"
Sorarım da, bir türlü cevap bulamam.
Birgün ardına hiç dönüp bakmadan gel.
Dilerim de, buna ben de inanamam.
Gözlerin; bekler yollar da, desem değil;
Ne demekti bu böyle şimdi!
Şiir, başlamadan mı bitti?
Ve yarım kalmadı hiç bir şey;
Çünkü ''başlanmamış'' onca şey...
Bu duyguyla kalp ne yapsın!
Ondan başkasına nasıl baksın?
Yalnızlığımla hemhâl oldum bugün,
O'na seni sordum, bana beni anlattı.
Karanlıkta yalnız kaldım bugün,
Bilmiyorum, lambaları kim kapattı!
Heyhat! Bana farklı şeyler anlat bugün;
Gözlerimde bir perde, dünyamı kararttı.
"Ne kadar farklı bir dünya?"
- Anlamazlar ve sanırım;
anlamayacaklar.
İçinde yaşanılan şu fırtına;
Yüklenmişse gizem, insanın sırtına
- Anlamazlar ve sanırım;
Suskun satırlarım var benim.
Kimseye hesap vermeyeceğim.
Fakat Bayım;
Size bir hesap sorabilirim.
Birkaç soru da sormak isterdim,
Ama zamanım yok. Sen anlarsın bilirim.
Korkun, âşkına nasıl bir perde!
Senden uzak kalan âşkın hani nerede?
Kim duydu, kim gördü, kim bildi;
Âşka âşık olmak da ne..
Seni büyüten âşk değil mi;
Hem sonsuz nesne!..



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!