Kan ter içinde uyansam sevdana karşı
o sessiz sabahlara,
Hani bitmek bilmeyen gecelerin;
O soğuk, yalnız, karanlık sabahına.
Sabah namazına kadar düşünsem seni,
sonra aydınlansa gün.
Gözlerim izleyince gözlerini
vazgeçmekten vazgeçerim
Kulağım işitince sözlerini
Kendimi hep, hep kaybederim
Aşk ile ahu doldu gözlerim
Nafile,vazgeçmem,didemim
Ne senden ne bu ahu gözlerden
Al ömrümü kalsın mabedim.
Cihana sığmaz derdim
Mecnun oldum divaneyim
Oldu gönlüm pervaneyim
Ben bir garip püryaneyim.
Her şey yasemine bakınca güzelleşiyordu
çiçekler yaseminle kokuyor
kuşlar yasemin diye uçuyordu
yasemindi aslında öbür yarısı elmanın
olmazdı onsuz hiç bir şeyin anlamı
yasemin ben olmuştum, yasemin de ben
artık bir derede yıksansanda kırk defa
yazık çare olmaz o yalan huylarına
ne tek bir laf ederim ne giderim suyuna
yazık ettin sevdamıza aldattın bizi
kahvenin dahi kalırmış kırk yıl hatrı
Ben değil hislerim yetim
Duygularım yetim, kederlerim
Sahipsiz düşünceler yetim
Kalbim yetim, iffetim
Öyle bir yetimki ruhum
Yıldızlı bir gökyüzü aksamında attı kalbim
Değişikti sahiden değiştikti duygular
Sevmenin güzelliğini ben sende öğrendim
Gönlüm karaya oturmuştu çekilmişti sular
O gecenin sabahı olmadı gitti
Gözlerinin parıltısını anladığımda yirmili yaşlarımdaydım
İçi gülüyordu, parlıyordu, farkındaydım.
Karanlık denizleri aydınlatan bir deniz feneri misali
Okyanusta yolunu kaybetmiş bir balık
Pişmanlığını dile getirmeye çalışan bir sapık
Gibi çaresiz hissettiriyordu
Bin bir türlü hali var
Fani dünya nedir ki?
Dün, bugün, yarından
İbaret değil mi?
Zaman satılıyor herhal
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!