madımak, çılgınlığın karantina bölgesi,
madımak lanetlenmiş kötücüllerce.
burada cirit atar her gece
hayalete dönüşmüş ifritlerin gölgesi.
belleğini yitirmiş merdivenlerde
kömürleşen ayakların yanık izleri
koşuşarak bir ileri bir geri
sahiplerini arıyorlar olmayan yerde.
aynalar yüzlerini isle kapatmış
gözlerine mil çekmiş tüm pencereler;
cinnet teknesinden taşan dereler
alevden bir ağıtın içine akmış.
boğulmuş bu ağıtın isyanlarında
saçlarını güneşle boyayan kızlar,
siyah tabutlarca sallanmış sazlar
sivas’ın en meşhur meydanlarında.
ateşle kanın çiftleştiği bu harman
utançla siliyor anıların terli alnını;
ne dünü sorun ona, ne de yarını,
kül olup savrulmuş burada zaman.
madımak sivas’ın katmerli yası:
yanık eller yok tellere abanır…
nasıl iflah olur, nasıl kapanır
vurulmuş kardeşliğin yürek yarası?
Kayıt Tarihi : 1.7.2012 07:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!