"bir yara,
önce canı acıtır
sonra adı olur insanın.
ve insan,
bazen bir yara kadar ağır
bazen bir sükût kadar derindir."
büyüdükçe anladım:
acı geçmiyor.
yalnızca yer değiştiriyor.
eskiden geceleri ağlardım,
şimdi gündüzleri susuyorum.
ikisi de aynı kapıya çıkıyor:
kendime.
kabuğu soyulmuş her kelime
bir şiire değil
bir suskunluğa dönüşüyor.
çünkü şiir de anlamıyor artık beni.
dilimin ucunda kalanlar
hep sustuklarım.
öğrendim.
herkesin bir "dayanma eşiği" varmış,
benimkine eşik koymamışlar.
sınır tanımadım,
çünkü bendeki acı
yeteri kadar değil,
kederi kadardı.
bir dostum dedi ki:
"gidenler değil,
geride kalanlar taşır yalnızlığı..."
o gün anladım,
biri giderken bırakmaz her şeyi,
bazı eşyalar vardır ki,
yürekle taşınır.
sustukça büyüdüm,
büyüdükçe içime gömüldüm.
şimdi gözümün önünde bir dünya—
kimsenin görmediği bir dünya,
çünkü herkes bakıyor
ama çok azı görüyor
bir insanın içini.
bazen kendime mektup yazıyorum:
"merhaba, bugün de unutuldun.
bugün de gülümsedin
sırf kimse fark etmesin diye
ölü gibi yaşadığını..."
düşünüyorum,
acaba bir gün
bu kadar hissettiğim için değil,
bu kadar hissettirmediğim için
suçlanır mıyım?
ve hâlâ inanıyorum
yüreğiyle yürüyenler
gecikir bu hayata
ama kaybolmaz.
çünkü bir gün,
düşen bütün yaprakların altında
bir şiir kalır
ve o şiir,
suskun bir kalbin
en güzel çığlığı olur...
Okan Kobatan
Kayıt Tarihi : 16.4.2025 05:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!