Yol taşlı,
gökyüzü ağır ve kapalıydı.
Cemil’in cebinde pusula yoktu artık,
ama yüreği vardı—
kayıp değil, rehberdi.
Leyla, ellerinde açtı
kağıttan değil, duygudan yapılmış bir
harita.
Dağlar yoktu üzerinde,
denizler değil,
sadece kelimeler:
“Bağışlama”,
“Hüzün”,
“Direniş”,
“Sabır”,
“Merhamet”...
Her adımda yeni bir kelimeye dokundular.
Geçmişin yorgun yükü,
geleceğin umut taşıyıcısıydı.
Bir kavşak gibi duruyordu her bir his,
yol ayrımıydı her duygu.
Cemil fısıldadı:
> “Kalp, bildiği yoldan yürür.
Akıl haritalar çizer,
ama o yol
yüreğin gizli diliyle yazılır.”
Leyla gözlerini kapadı,
ve yüreğin pusulasını dinledi.
Bir durakta durdular.
İsmi yoktu,
ama kokusu
Cemil’in çocukluğunu taşıyordu.
Leyla başını kaldırdı:
— “Kendi yüreğinin haritasını
ezberlemeden,
başkasının yoluna rehber olamazsın.
Önce iç yolculuğunu tamamla,
sonra elini uzat.”
Cemil suskun kaldı.
Sustukça bir mısra doğdu dudaklarından:
> “Yol bendim,
harita bendim,
varış da bendim.”
Yüreğin haritası, sonsuzdu.
Her sevgi, her yara,
birer işaret, bir duraktı.
Onlar artık biliyordu:
Bu yolun nihai durağı,
birbirini bulan kalplerin
ortak insanlık atlasıydı.
Kayıt Tarihi : 25.10.2025 00:12:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
YÜREĞİN HARİTASI




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!