BABA OLMANIN ONURU
Beklemediğin,
ansızın,
tadında, deminde bir gece...
HER NEREYE GİDERSEN GİT,
GİTTİĞİN YERE KALBİMİ DE GÖTÜR.
ÜŞÜRSE ŞAYET YÜREĞİN,
KALBİMİ KOY ÜZERİNE...
Yüksel Dayanç
SEBEBİM MEYHANESİ.
İçindeki karanlığın farkındalığıyla, kanepesine uzandığı odanın ışıklarını yakma ihtiyacını hissetmediği, tavanla gözlerinin arasındaki mesafeyi karış hesabıyla yapmak gibi akıl ötesine geçtiği bir anda, düşüncelerinin içinde kelimeler şöyle dizildi; ‘‘karanlığın içinde yaşam bulan aydınlık‘‘ O an, burnuna buram buram çay kokusu gelmişti. Yaklaşık bir saat önce demlediği çayı unutmuştu. Halsiz mutfağa yöneldi ve mutfak tezgahından ince belli, dudağına uygun, fettan basenleriyle tabağına yakışan çay bardağına çayını doldurduktan sonra irade dışı, bozgun, sessiz bir şekilde ağzından şu kelime çıktı. İHTİMALSİZ OLAMAZ. Karanlık odasına döndüp masasının üzerindeki karalama kağıtlarının birine bu sözü karaladı ve öylece bıraktı. Önceki düşüncesi çayın kokusunda kaybolmak üzereyken, çayın deminde kendi demini bulmanın hesapsız hesabında ‘‘karanlığın içinde yaşam bulan aydınlık‘‘ sözünü tekrarladı.
Günün koşuşturmaları başlamıştı sabahın oluşuyla. Devletin sorumlu memurlarından olması hasebiyle mevzuatlar yerine gelecekti, her mesai gününde olduğu gibi. Masasında günlük rutin işlerin arasında kafasını hafifçe kaldırdı ve karşısında duran takvime şöyle bir baktı. Neden baktığını, neye baktığının da farkında değildi. Ve bir anda ağzından şu kelime çıktı sessiz ve yalın haliyle. BİR SIFIR. Kapının çalınmasıyla kendine geldi ve çaycı sabah kahvesini getirmişti.
Nasıl ve neyin yorgunluğunun farkındasızlığıyla bir mesai daha bitmişti, akşamın karanlığıyla. Ayakları kendi halinde ilerliyordu. Aklında olmayan hedef ayaklarında da olmayacağını bildiğinden kendine hedef koymamıştı. Gayr-i İhtiyari arşınlarken sokak, cadde, köşe başı demeden; bir meyhanenin önünde durdu. Daha önce buraya bir-iki defa geldiğini anımsıyordu, fakat meyhanenin adı aklında değildi. Oysa isimleri çok az unuturdu. Kafasını kaldırdı ve meyhanenin ismini okudu. SEBEBİM MEYHANESİ.
SEN ÇOCUK
Can yoldaşım,
Yağmurda güneşim,
Toprağın rengi,
Gül tenimin bebeği,
Hayat seni nerede yarım bırakmışsa...
Dur.
Kendine zaman ver.
Ve,
Yeniden ayağa kalk.
Hayatadair bilgilerini kullanarak,
Hayatın onca an’ları vardır,
kiminde bizi yok etmeyi göze alır;
kiminde direnmemizin göstergesidir.
Gözlerimiz sıyırıp geçerse bu an’ları,
hiçbir zaman hayattan şikayetçi olamayız.
KANIMDASIN...
Kanımdasın! ..
Koynumda hasretin,
Nefesinin sıcaklığı var çöl rüzgarlarında...
Öyle susuzum ki yokluğunda,
Deniz kabarmış,
yağmur yağıyordu.
Suskundum...anlatamadıklarımda.
Konuşuyordum...sende ben var mı diye?



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!