Dunya kucuktur, dunya yalan
Ölenler kurtuldu sanirlar, dert cekiyor kalan
Bakinca gozlerine, gozleri dolan
Dostluk, arkadaslik, hepsi birer yalan
Eski dostlar, eski insanlar nerde
Kelepcelendim yalnizliga
Bir hasret hapisanesinden
Ve simdi ruyalarim
Eski gunlerin pesinde
Kalbimde asklarim
Umitlerim nerede
Son bahar yapraklarini dokerken
Ben senden oluyorum
Cicekler solup olurken
Ben yalniz kaliyorum
Kar olup basina yagsam
Yanlisligin aci bedelini yasiyorum bu gun
Derinlerden gelen cigligi duyuyorum
Hep bagiriyor neden ben diye?
Halbuki öyle yapmak istememistim
Simdi yanlisligin aci bedelini yasiyorum
Kuşlar uçar. Kelebekler kısa yaşar ve ölür.
Cümlelerin ucunda öter gibi kuşların sesi
Ve gecenin nemi dudaklarında bir alev gibi yanar tutuşur.
Sessiz ve manasızca
Sen ise geceye düşmüş bir mum damlası gibi
Anlamsız
Salını salını gelir dereden
Karataş’tan çay içiyor gitmeden
Ovacıkta yıkılmış gidip görmeden
Nazmi oğlu neydi derdin erkenden
Biri varmış biri gelmiş
Kuşların uctuğu, devranların döndüğu bir yer varmış.
Aylardan mart,
Günlerden perşembe,
Saatler ise saatlere uymuyormuş.
Pembe rüyalar la süslenen bu yer,
Bahar gelmiş,
Bastigim sarı cigdemlerden hissettim
Islak toprakta.
Dağların havası bu zamanda başka.
Bir kuş uçmuş baharda, baharın da
Neden ne olacak bilmeden
Akar köyün çöllerine
Yollar beller demeden
Konar elin dillerine
Belki de var kafanda azıcık
Misra misra sayfalarca yaz beni
Yagmur olayim avuuclarina koy beni
Kar olayim ellerine al beni
Sen benim sevdigimi bil yeter
Siir gibi sayfalara doldursam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!