Hep dar kapılarını zorladım yaşamın
Umutlar hep ardımda kaldı
Gözlerinde korku hem de nasıl
Dar kapıların ardında
İnce bir tül gibi örterdi zamanı
Yaşlılığın gençliği vardı
Yıllar geçti kalbimdeki sevgin aşındı
İzi kaldı bıçak yarası gibi
Her insanın kalbine konup göçen
Aşktı bu önceleri
Herkes bir gençlik hastalığı sandı
Ancak silinmedi gitti beynimden
Dökülür gidersin saçların kalır
Bu vapurun bacasında o eski duman
Dalar gibi gözlerin ne yapsan boş
Ölümsüzlüğe meydan okuyan taşlar
Haliç vapurlarına dargın
Eski bir evin penceresinden
Ansızın gelebilir tepelerden
Görür denizi ve çiçeklerini bir bir
Ne kadar da güzel olmuşlar der
Konuşur onlarla dertleşir
Ansızın gelebilir
Belki bizimle de konuşabilir
Eğer aşık olmadıysan arkadaş
Yaşadım diyemezsin
Bir kez sevmediysen
Ve bin kez ölmediysen eğer
Aşık oldum diyemezsin
İnanmak zor en güzeldi o
Sana da söyledim bunu
Hani insanın vücudunu
Bodrum kıyılarındaki gibi okşayan bir su
Umudun azaldığı yok olduğu
Sabahı bekleyen hastanın gözlerinde gördüm
Kol gezen ölüm korkusunu
Sabah olunca sanki
Korkusu da bitecekti ölüm de gidecekti
Ölmek yok olacaktı belki de
Uzunca bir zamandır gündüzleri
Dudağın değmiş olabilir bu bardağa
Bu tesbih kaç kez geçmiştir kimbilir elinden
Sen olmasan da bugün
Yaşamının bir izi kalmıştır biryerlerde
Çıkar köseleden yapılmış maskeni
Çıkar at bir yana
Ne aşk kalır bu noktadan sonra
Ne umut ne ayrılık
Çıkar at maskeni
Rol arkadaşım değil artık
Yanımda her zaman bir yerin oldu
Ne sen unutuldun
Ne ben unuttum
Bir hayal uğruna geçirip ömrü
Bir kaşık zehiri bir anda yuttum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!