Bizim bir coğrafyamız yok.
Bizim bir fiziğimiz var.
Senin varlığının merkezkaç kuvvetiyle
benim hayatımın tüm gezegenlerini yörüngenden çıkardığı
bir fizik.
Zamanı ikiye böldük biz:
Senden Önceki Toz Bulutu,
seninle Başlayan Evren.
Seninle konuşmak, unutulmuş bir lisanı çözmek gibi.
Her cümlen, şifresi bin yıldır kayıp bir tablet.
Suskunluğun ise iki uçurum arasına gerilmiş,
nefes kesen, camdan bir köprü.
Üzerinden sadece en cesur anılarımız geçebilir,
aşağı bakmadan.
Geçmişe bir ad verdik: "Yabancı Ülke".
Oraya vizemiz yok, pasaportumuz geçersiz.
Gelecek ise, henüz mürekkebi kurumamış bir ferman,
her an yeniden yazılabilir,
ya da tek bir bakışınla yırtılıp atılabilir.
Biz "şimdi" denen o keskin bıçak sırtında
dans eden iki gölgeyiz.
Seni sevmek, bir intihar notu değil,
bir doğum ilanı bırakmaktır masaya.
Kendi ellerinle yaktığın gemilerin küllerinden
yeni bir anka kuşu yaratmaktır.
Damarlarında akan kanın değil,
içinde patlayan o sessiz volkanın lavıyla yürümektir.
Ve korku?
Korku, tanımadığımız bir tanrının heykeli sadece,
çoktan devrilmiş.
Biz birbirimizin kutsal kitabı,
birbirimizin tek mabediyiz.
Ve evren son nefesini verdiğinde,
geriye sadece birbirinin yörüngesinde dönen
iki inatçı parçacık kalacak.
Sen ve ben.
Biz...
Hasan Belek
29 07 25
Akçay
Hasan Belek 2
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 20:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biz birbirimizin kutsal kitabı, birbirimizin tek mabediyiz. Ve evren son nefesini verdiğinde, geriye sadece birbirinin yörüngesinde dönen iki inatçı parçacık kalacak. Sen ve ben. Biz...
TÜM YORUMLAR (1)