Yalnızlık ve kalabalık...
Sevmem her iki hâli de!
Biri bedenime uymuyor,
Birine bedenim uymuyor.
— Sahi, ruhum bedenime uymuyor mu?
Beni tüm renklerimden sıyırırken yalnızlık,
Alıp da zâtımı en tabiî renginden,
Yabancı renklere büründürür kalabalık!
— Sahi, fânî olanın rengi var mıdır hakikaten?
Hüsn-ü zanna zorlanarak çarpar çehreme bakışlar;
Ufuklar âşık olmuş şu sıra gözlerime;
Tanır, en geç saatler dertli gölgemi;
Geceler sarsılıyor uğultusuyla düşüncelerimin;
Ve gün doğmaz bensiz!
Yorgunum, ruhum cismime ağır!
Yorgunum, cismim ruhuma kafes!
Yorgunum, çünkü aklım var!
Yorgunum, bir kara delik içerisindeyim!
Yorgunum, toprak adımlarıma yabancı!
Yorgunum, zira ötekiyim ben!
Yorgunum, dünya bile tiksiniyor benden!
Yormayın nazenin zihinlerinizi, anlamak adına;
Ne ben anlaşılır biriyim,
Ne de siz Allah’sınız!
"İyi misin?" dedi bana merhamet bakışlı bir kızcağız;
Ah ki, "iyiyim" yalanı uymuyor dinime!
Ey siyah cariyenin oğlu, çöl şairi!
Muhtaçtır yorgun başım o meşhur devana!
Bir tımarhane büyüyor içimde git gide,
Ve ben durmaksızın içime tıklıyorum.
Buram buram darağacı çekiyor canım!
Hâsılı kelâm: deliriyorum!
Kayıt Tarihi : 17.7.2025 21:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!