Yolumun ucunda ne var bilmem,
Bir gölge düşer her adımıma.
Heybem dolu: suskunluk, dua,
Yürürüm, yürürüm, içime doğru.
Geriye dönmek yok, dediler,
Ben zaten hiç varamadım geriye.
Ayak izlerim silinirken rüzgârda,
Bir ben kalırım, bir de niyaz.
Yol, bana benzer artık,kırık,
Ama yine de yürünür,
Çünkü yolun kendisi bir secde,
Ve ben, düşe düşe yükselirim.
Bir taş gibi susarım bazen,
Bir kuş gibi ürkerim rüyamdan.
Yol, bazen bir türkü olur dilimde,
Bazen bir ağıt, bazen bir sabır.
Omzumda heybe değil artık,
Bir ömür taşıyorum sessizce.
İçinde çocukluğum, Konya’nın sabahı,
Yalova’nın rüzgârı, Bursa’nın soluğu.
Yolun sonu ışık mı, bilinmez,
Ama ben yürümeye yeminliyim.
Çünkü yürümek, bazen bir ibadet,
Bazen bir başkaldırı, bazen bir teslimiyet.
Kayıt Tarihi : 4.9.2025 08:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!