Yokluk
Beni sevmek ayrılıklara,ölümlere yazgılı gibiydi hakikaten.Ardı ardına ölümler, ayrılıklar yaşıyorum .Ardı ardına ölümlerin en sevdiğim insanları nasıl yıktığını deneyimliyorum. Sonra yaşarken öldürdüğüm bir kalbe rastlıyorum.Rastlamak da denilemez ,her yolumda ,her ölümde,her ayrılıkta ona yeniden çıkıyorum. Haftanın sonu geldiğinde, yağmur buluttan düştüğünde, hasta bebekleri gördüğümde,her gün bitimi yastığa başımı koyduğumda ben ölümü ve ayrılığı düşünüyorum. Birinin yokluğu,ne muazzam bir duygu...Eşini kaybeden teyzem "Ben bundan sonra yine her gün masaya beşinci tabağı koyup bekleyeceğim,her gün yemeği yine beş kişilik hazırlayacağım." dediğinde varmıştım bu düşünceye. Birkaç ay sonra en sevdiğim dostlarımdan biri dedesini kaybettiği anda tevafuken onu aramıştım ki bana "gelsin, nolur geri gelsin" diyerek nefesi kesilinceye dek ağladığı anda o yokluğu yeniden hissetmiştim.
Birinin yokluğu...Birinin artık o masada olmaması,birinin sana artık gülümseyememesi ,birinin koluna artık girememek ,birine artık sarılamamak , birinin artık zili çalmaması ,birinin telefonunun sahipsiz kalması ve o telefonun bundan habersizce çaldığı an ,birinin artık kullanılmayacak kıyafetleri ,birinin artık birikmeyecek koleksiyonu,birinin yıllardır kimseye açmadığı saklı kutusunun ondan habersizce açılması ,birinin artık geçersiz kimliği otobüs ve banka kartları,birinin artık harcayamayacağı bozuklukları, birinin sevemeyeceği torunları,birinin artık yanı boş kalan yatağı,birinin artık eşsiz kalması, birini görememek ,duyamamak ,koklayamamak ,saklayamamak ,birinin elinden kayıp gitmesi, birinin geri gelmemesi,birinin geri gelme ümidinin artık olmaması...
Ve evet bunların her birini hissettiğimde beni sevmek de bunlara gebe olmak , bunlara mecbur kalmak gibi diyorum. Birini sevmekten korkar oldum , Dünya mı böyle, yoksa benim toprağımda mı var yalnızca sevdiklerimin sıra sıra mezarı ...
Geri gelmeyeceğini çok iyi bilsem de , Rabbim'in beni böyle imtihan ettiğini,böyle olması gerektiğini çok iyi bilsem de sevdiklerimin ardından ben de ağlamak istiyorum nolur geri gelsin diye .Ben de olmayacağını bilsem de onun masasına yakın oturmak ,yine de çantası var mı diye kontrol etmek istiyorum. Olmayacağını bilsem de o servise binmek istiyorum.O kapının önünden geçmek ,o sayfayı kontrol etmek istiyorum.Yine telefonum çalsın ,yine arayan o olsun istiyorum.Ardımdan çağırsın , adımla bir kez daha seslensin ,günümü yine her detayıyla ona anlatayım istiyorum. Sanki gelecekmiş de bir gün bunların hepsi yeniden olacakmış,her şey eski düzenine dönecekmiş gibi ben her şeyi eski düzeninde sürdürmeye devam etmek istiyorum.
Bir yandan da hiçbir şey olmamış gibi ,hiç dibine kadar özlemiyormuşum gibi ve yokluk bu kadar karadelikken kalbimde, her şey varmış ve tastamammış gibi günler tüm alaycılığıyla akıyor ve aralıksız devam ediyor.
Ayrılık ölümden ağır derler.Bilmiyorum belki de geri gelebilecekken, teoride bu mümkünken tüm bunların aynen yaşanması , hissedilmesidir ayrılığı daha ağır kılan. Ben kıyas edemiyorum ama şunu diyebilirim ki benzer hisler, benzer sonuç ve ikisinde de muazzam bir yokluk..
Çok sevdiğim bir dizi repliği ile ayrılığı da tariflemek istiyorum:
"Sanki her şey yolundaymış gibi ,sanki hiçbir şey olmamış gibi,sanki sensiz kalmamışım gibi Güneş doğuyor,Ay batıyor.Her gün sıcak ekmek çıkarıyor karşıki fırın,mektepte dersler devam ediyor.Tuhaf işmiş doğrusu ayrılık dedikleri; kan revan içindeyiz ikimiz de ama kimse ölmüyor ,nefes alıyoruz ama kimse yaşamıyor.Cambazlık yapmak gibi bir şey bu sensizlik ; için kan ağlasa da yüzün gülüyor. Bak Kâmran ellerimi bırakarak da sensiz olabiliyorum."
"Yine de her şeye rağmen,belki tüm isyanıma ,tüm cambazlık çabalarıma rağmen Allah'ım, her kanadım kırıldığında bana Hızır'ını gönderdiğin için,her tökezlediğimde kalkmamda yardımcı olduğun için,benden umudunu kesmediğin için, Allah'ım beni unutmadığın için sana teşekkür ederim."
Bu yokluğu ancak Allah'ın varlığı ,O'nun ve bu nazarla kendi emanet sarayını öncelemiş olmak doldurabiliyor çünkü ,O'nun Hızır'ı unutturabiliyor . Allah'a duyduğum ümitle ve O'nun bana verdiği nefesle her doğan yeni güne uyanabiliyorum ve ben de kendimden ümit kesmiyorum.Ve neye şükrederseniz o bereketlenir ya ben bir tek bu berekete tutunarak tüm o anların hatırıyla şükrediyorum.Siz Allah için bir şeyden vazgeçerseniz Allah size daha hayırlısı verir ya ben bir tek o hayra tutunup ama vazgeçtiğim şeyin hayra dönüşeceği günü umutsuzca ama yine de çocukca diliyorum.
(https://youtu.be/XOcViGqE3_A?si=XfGq1sWchsN7GUjU
https://youtu.be/rpULX_07eT8?si=ZFrQUBppg-c13O8M)
Dolunn Ay
Kayıt Tarihi : 21.11.2025 23:35:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!