Bir düştür onca soluksuz yorgun sanrının arasından…
Bir hayaldir ömrüm boyu saklanmış yüreğimin en derinlerinde kurutulmuş bir gül gibi…
Şimdi yesermek zamanıdır diyor nisan…
Yeşermek ve Güne dönmek yüzünü…
Sayıklayan ve sanciyan bir kor bu içimdeki…
Çatlamış, susuz kalmış bir toprak parçasina benzedi ellerim…
Ama…
ki ama…
bilmezken bu suların debisini…
ve dinginken nehirler…
Fırat’tan uzanmak isterim Kızılırmak’a doğru…
Uzanmak ve kavuşmak o nehrin coşkunluğuna…
Bir rüzgardır ki dinmez önümü çeviren…
Savuştursam geleceğim…
Savuştursam bileceğim…
Savuştursam tadacagım kana kana…
Suya düşen ay isigi gibi bir gece, düşünce yine zihnimin tam içine,
“Yine! ” diyeceğim “Yine! ”…
Suspus olmuş karanlığı yar da gel…
Ört üstümü yırtık bir yorgan gibi de olsa…
Arındır bu sancılardan, soluksuzluklardan…
Gel ki dinsin bu acılar…
Gel ki kavuşsun sularına bu zerreler Sellerine…
Yine gel!
Yine gel! ! !
Kayıt Tarihi : 10.10.2008 13:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!