Dinazor aşkım, kemik oldu, ufalandı, ufalandı, ufalandı
Asırlarda petrol oldum, yandım, is oldum,
Göğe erdim, bulut oldum.
Okyanusa düştüm, durdum yıllarca
Şimdi eridim eridim erdim, sen oldum.
Fırtınalar kopardım,
Hali perma perişan,
Şansızlıkların gazabında
Uzanacak ellere hasret bağrımdan.
İstedim, istedim hep ama hep seni istedim.
Köşelere terkedilmiş,
Birazı yırtılmış,
Buruşmuş beyaz kağıt parçaları.
Üniversite yıllarımın
Gecelerin de paylaştığı
Elimde 14 kontörü kalmış,
50 kontör telefon kartım.
Canım sıkkın aramak istiyorum,
Bir hafta gelmez kantine,
Biliyorum.
Çaresizim, arayamıyorum.
Koparılacak yapraklar mıdır
Sen daha 2 yaşına yeni gelmişken ,
Bu hayatın dosyasından ?
Seninle geçirilebilecek anları,
Sensiz doldurmak mümkün müdür,
Kara Gecem,
Gecemde bir kaşkol, arabamın koltuğunda.
Ve üzerinde siyahın gizeminde yeşermiş,
Bende çağlayan yeşil duygularım,
Ve deli hislerim püskül olmuş ucunda,
Ve sen, tazeliğinle göz kapaklarımın altında,
Sev demedin, sevdim.
Evlen demedin, evlendim.
Yapma dedin, yaptım.
Etme dedin, ettim.
Eyleme dedin, dinlemedim
Eyledim.
Beklediğim bir buğulu soluk
Sesi duyulmamis yarin nefesi
İstediğim sevgi dolu bir ömür
Ertesi yaşanmamış yarının da ötesi
Kokladığım bir uzun saç demeti
Koparamazsın onu narin dalından.
Öyle sağlam, öyle sıkı tutunmuştur ki toprağa,
Gelmez, gelemez bir sevgilinin ardından.
Sevemezsin onu kadife yapraklarından.
Öyle parlar, öyle parlar ki,
Derinlerde bir ışık gördüm
Biraz sarı, biraz beyaz
Uzattım elimi hissederim belki dedim
Kayboldu elimde, biraz biraz




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!