Yılmaz Tosun Şiirleri - Şair Yılmaz Tosun

sen var ya sen olmadanda yaşamak güzelmiş inanki içimde senden eser kalmadı alıp ciğerlerimi parça parça edercesine, gözlerindeki nefretinle söktün içimden seni. Ne o çok sevdiğim gülüşün artık getire bilir seni Nede ben geri alırım seni içeri Sen olmadan da seni yaşamak güzelmiş… Seni düşlüyorum şuan Biliyorum ki bir hayalsin hiç yaşanmayan, Biliyorum ki bir serapsın ellerimde hiç tutulmayan, Ne hasretin yakacak artık yüreğimi Nede ıssız bir sahilde çizeceksin kumsala ismimi Elinde olmadan bir çırpıda yine sattın şair hayalimi… Sen aslında sevgiden anlamayan kocaman bir hiçsin Sensiz yaşamakta güzelken seni Elimde kalan tek adresim oldu, birlikte balık ekmek yediğimiz sahildeki o gemi… bekleme boşuna telefonum çalacak,nafile beklide gülersin yine son oyunumu oynadım diye, sen beklerken gözlerimde akacak damlayı kapıyı çarpan ben olacağım soğukkk bir kasım ayı… ve artık olmayacağım senin gönlünün uşağı seni bir resim sehpasında ki tuvale bedenimi ise elinde kalem dilinde isminle şair hayalime çizeceğim ve sen uyanmadan sessiz sedasız gideceğim, ve başkentin buğulu sokaklarında gizleneceğim… saatin her vuslatı vuruşunda için sızlayacak ismimi her anışında dilin tutulacak ve şair hayalim sadece bir yaşanmış anın kalacak… Yılmaz Tosun (şair hayalim)

Sevdiğim

sevdiğim.....
ey kara gecelerdeki ışığım,
ey yalnızlığımda sarıldığım,
ey yağmurlu günlerde başıma taç yaptığım,

SEN YOKSAN

Ben biterim eğer sen yoksan,sen yoksan eğer hayatımda ne tad kalır nede tuz.
hep ben oldum geriye dönüpte bakan,herseferindede tekrar ben oldum hayal kırıklığı yaşayan.
ama bu sefer herşey değişecek,bir ölüm sessizliği olmayacak artık hayatım.
eğer sen yoksan bende tümbenliğimle yok olacağım bu umarsız dünyadan.

SESİMİ DUYMAK

içimde bir sıkıntı var,dün den kalan tüm sevinçler yok olmuş.
elimin,telefona da gidesi gelmiyor.
içimde bu sabah tüm vijdanları,acımaları ve duygularımı yok ettim,
yüreğimdeki köze attım bir bir o güzelim resimlerini.

sevgiliye özlem
seni anlatmak kağıda söz geçirmek sen yokken çok zor
yazayım diyorum yazamıyorum
senin resmini çizeyim diyorum çizemiyorum
her elime kalemi alışımda ellerim buz kesiyor sanki
önümdeki bem beyaz kağıt bir anda siyahı anlatan bir parşümen oluyor.

SEVMEK GÜNAHSA EĞER

Sebebimsin,günahımsın,boynumdaki mebalimsin,eğer günahsa,
sen benim cehennemimsin,kaynayan ateşine attığın.

eğer azap çekmek se,kabir azabını heran çekiyorum,

SEVMEK İÇİN DELİMİ OLMALI

Seni sevmek için deliolmak gerekiyormuş subat soğuğunda çırılçıplak dağa vurup kendimi yazmak istiyorum ismini zirvelere.
seni sevmek için dağları delmek mi gerekiyor ferhatın yaptıklarına nazire yaparcasına yoksa kör oğlunun ulu beyleri devirdiği gibi,
bütün denizleri deryaları aşıpta gözlerinde boğulmak öldürüyor beni.
bütün engelleri bir bir aşıpta bir seni geçememek,bir senin yüreğini aşamamak öldürüyor bu garibi.

ŞİİR OKUYAN RADYO

Yine yayındayım yılmazla duygulu saatlerde.bu akşam tüm duygularım yok oldu,artık içimdende şiir okumak gelmiyor.
bu akşam radyodan sana seslenemeyecek anonsta edemeyeceğim çünki artık yoksun ne sen nede ben varız artık bu alemde.
öldürüyorum artık yılmazla duygulu saatleri,artık isminide değiştirdim bu yayının artık ölüm marşı çalınacak bu radyodan.
artık bu yayının ismi ölüm günleri olacak senden koptuğum günden sonra.

NOT DEFTERİ

karıştırırken eski dolabımı,seninle çekindiğimiz eski resimler gözüme takılı veriyor.
çarpışan otodaki,atlı karıncadaki,dönme dolaptaki mutlu ve gülen resimlere dalıyorum luna parkta çekindiğimiz,
duygu yüklü resimler,birinde kahkaha atıyoruz,öyle mutluyuzki çocuklar gibiyiz ama aslında koskoca gençleriz.
sonra bir ufak kağıt parçası düşü veriyor yere,yavaşça eğilip alıyorum çok çok eski bir not var üstünde,

Okumuş Cahile


duydumki karartmışlar düşlerini...
işittimki söndürmüşler güneşini...
duydumki kırmışlar kanatlarını...