Uyandım kör geceden gün ile soyundum
Göz yaşımla sildim gözlerimin tozunu
Bir avuç kar ile yundum da ovundum
Göçmen kuşlar bile süremedi izimi
İki türlü gözyaşımız var aslında.
Biri damla olur akar gözümüzden, çaresiz kalınca.
Diğeri şiir olur kopar özümüzden.
Yılmaz Tizgöl
Moskova
Mutluluk...
Tanrı vergisi bir şey .
Mutluluk...
Ekmek gibi su gibi.
Gülün endamı sır, bülbüle çile. anır, ağlar gözlerim.
Mutluluk yadımda, sanki dert gibi.
Taşlaşmış yüreğim, taştan sert gibi.
Elmanın içinde vahşi kurt gibi.
Oyar efkarlanır, ağlar gözlerim.
Yalanla dolanla türlü riyayla
Hayra yorulan o necis rüyayla.
Nefs için edilmiş habis duayla.
Pembe pancurlu evlerden, çoktan vaz geçtim.
Bir gece ekspresiyle,
ıssızlığa giderken.
Uçsuz bucaksız,
Tanrılar adına yazılır senaryolar.
Rolü oynamak büyük cüsseli, küçük aktörlere düşer!
Her oynanan oyun , bir adaktır.
Herkes yaptıklarıyla öğündü.
Ben ise yapmadıklarımla...
Herkes taptıklarıya çıktı yola...
Benim ise gideceğim yollar var...
Kader bizim razı olduğumuz yanımız ...
Daha yazılacak ne kaderler var.
Her yağmur sonrası gelir burnuma.
Çeksem kokusunu duysam söylesem.
Tıpırtı şarkısı çalar sundurma
Aksam saçaklardan dinsem söylesem.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!