Gülmeyi unuttuğumdan beri ağlamak aklıma gelmiyor.
Her gidenin ardından yasmı tutmalı helvamı kavurmalı.
Bir taş ancak anakayadan kopunca anlıyor.
Sahipsiz bu canı tekrar sahibine savurmalı.....
Ben kumdan bir kaleyim
Ne mimarım var ne çerağım
Ben kumdan bir kaleyim
Bir çocuğun elleri arasında imal oldum
Bir çocuk kumdan sudan sevgiden
Birde küçük ellerinden çıkardı beni
Ölümü bilerek yaşıyan tek varlık adem.
Cümle nebat ve melaike bile bizden kat kat kıdem.
Söyleyin en huzurluğu olduğunuz anı.
Sofranızdaki parça ekmek bile bizden daha sanslı.
Nebata ne sorgu ne sual...
İnsan bu, dünyada beşeri ahirette ulvi sayısız kural.
Daktilo sesi gibi gelsin kulaklarınıza sesim...
Takur tukur yazıyorum sayın eksik düşleri....
Her giden geride bıraktığına hediye eder tüm yaşanmışlıkları...
Aslolan aslına döner ama giden bir daha yerinemi döner...
Uçan kuşlar misali çığlık çığlığa göç vakti...
Uysal çocukluk hallerimizden uzak kanatlanıp gidiyoruz..
Maviye çalan bir gecede yitirdim adem olmayı.
Ekmekten,sudan,ateşten.havvadan vazgeçtim.
Hiç birşey yakmadı bu mahsun canımı...
Ne ateş ne köz nede yedi boğum akrep...
Acıyan yanlarıma mıhlanan yanlızlık verep verep...
Seni gördüğüm zaman
Durur zaman
Akrep yelkovana küser
Biri onikiye biri altıya düşer
Gözlerin takılır yüzüme
Sevdim işte, hesapmı vereceğim sana
Elimden gelseydi, gücüm yetseydi
Bir kalbe mahkum olurmuydum
Halasımı ve infazımı bir ahuya bırakırmıydım
Yorma beni gel gayrı
Sevda acı çekmek yokluğunu özlemekse
Seninle okuduk en tatlı aşk romanlarını
zehir zemberek aşk şarkılarını
Dinlerken düşledik mutlu yarınları
Ama olmadı yaşayamadık hür bir başımıza
Sokaklar ne kadar özgürlük yanlızıydı
Avuçlarım kanıyor tutma ellerimi
Sensin çarem, yanlızlığım, dermanım
İki dudağının arasında ölüm fermanım
Yüreğim ağlıyor çekme gözlerini
Vakti geldi vuslatın esir tutma yüreğini
Ve analar.
Hani ağlayan,göz yaşları kurumayan
Elleri sıcak
Gözleri buğulu
Kokusu mısku amber
Ya kucağı; cennet bahçesi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!