Otuz yıl çalıştım kurmadım yapı
Bilmem ne gün döner keserin sapı.
Dört yılda bir ancak çalınır kapı
Aynı muhtar uğrar rey diye diye.
AŞIK CİNASİ
YILIŞIR ARSIZA SOY DİYE DİYE
Dönmüş dönmesine keserin sapı
Tersinden okunur hakkın kitabı
Yalnızlar sürüsü yutmuş da hapı
Yılışır arsıza soy diye diye
Harami görücü bizim geline
Gülünç olduk el alemin diline
İpler geçmiş namussuzun eline
Yan cebini açmış koy diye diye
Elimizi verdik gitti kolumuz
Döven oldu döner durur yolumuz
Ar ederim söylenmiyor halımız
Söyleriz anlamaz duy diye diye
Hiç bitmiyor köyün kentin çilesi
Çözülmüyor sömürünün hilesi
Çoluğun çocuğun hayrı gelesi
Emekçi sayıklar ay diye diye
Köyü de bir kenti de bir be usta
Zalim özgür mazlum zincirde susta
Yürek hasta sözün ne bu hususta
Günümüz zay olur vay diye diye
Mahmut NAZİK 23.06.2009 Mersin
döven: At veye öküze koşularak; harman sürmeye, buğdayı başaktan ayırmaya yarayan alet.
Genelde harman yeri yuvarlaktır ve döven aynı çemberde döner durur..
Ninem rahmetli Deden savaşa gitti, ne atımız ne öküzümüz vardı. dövenin üstüne taş koydum: at yerine kendimi koşup harmanı sürdüm derdi..
Kayıt Tarihi : 23.6.2009 14:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Saygılarımla...
Hüseyin Çubuk
Güzel şiirdi, gerek teknik, gerek konu ve akıcılığı ile...Kutluyorum, saygılar
TÜM YORUMLAR (6)