Ey içimde ki kanayan yara, ey beni süründüren zulüm
Ey her yanımı saran acı, ey beni bitiren kötü haller
Ey benim sevdamı anlamayan yabanı, huysuz yar
Ömrüm dağlara tırmanan
Dağlara dolanan
Yol yürüyen yolcuyu yoran
Soluk soluğa
Nefes nefese bırakan
Yol gibi yordu beni
Şu hüzün bezeli yüreğim çok acıyor
Ellerimi neye atsam, ellerim bomboş kalıyor
Güzel yaşamın yokluğu, içime dokunuyor kudurtuyor beni
Ey acılarımla iç içe geçen karanlık, ey gülmeyen yüzüm
Aydınlığına koşuyorum, durmaksızın koşuyorum
Dibi çok derinden olan, özlediğim kızıl şafağa
Ne mümkün ulaşamıyorum
Şu beni yıldıran yaşam
Şu sürgün
Şu zemheri fırtınası
Şu zifiri karanlık yordu beni
Bırak şu benden kaçıp giden
Mağrur gece yıldızlarını
Ben, ateşböceğin yaydığı ışığa bile hasrettim
Kızıl şafağı zapt edip, özlediğim güneşe ulaşmalıyım gayrı
Acılar içime sel gibi aksa da, daha çok direnmeliyim bu kavgada
Ey kargışımı alan, canımı acıtan, köyümü yıkan zalimler
Ey soysuzlar, hukuksuzlar, emeğe göz diken çakallar
Şu kanayan yüreğime, çok derin kazıdığım
Ezgisi, ağıtı
Dilimden düşmeyen
Uzun yıllar
Uğruna canlar verdiğimiz
Ülke gibi, ömrüme mıhladığım sevdamdır, bu benim
Esmer yanaklarda, çorak topraklarda çiçeklenen tomurcuklar gibi
Hep hasretle, sevdayla yoğruldum. Kahpelere eyvallah etmeden
Canımı dişime takarak
Umutla, dirençle
Her karanlığa rağmen
Aydınlık günlere kavuşmak
Umuduyla
Nice zaferlere imza atan
Halklar
Toprağın bağrındaki filizlenen
Tohum gibi
İnadına doğacak güneşi bekliyorum
Yaralanan ruhumu bedenime katarak
Üzerinde kan değil, her türden çiçek kokan ülke özlemiyle
Karanlık bir tarih, siyah bir sayfa, yıldızsız bir gece istemiyorum artık
23.06.2017
İstanbul
Mehmet Çobanoğlu
Kayıt Tarihi : 24.6.2017 00:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!