Yıldızsız Bir Gece Şiiri - Büşra Nisa Kaya

Büşra Nisa Kaya
76

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Yıldızsız Bir Gece

Okuyanlar âşık, dinleyenler tasasız sanır.
Ne âşık ne umarsız, hep bir vurgunum, hep bir yaralı.
Öyle sapa, yalnız, ıssız bir gün batımıyım.
Kıyılarımda ince bir sızı oturuyor; ne aşk ne hüzün...

Cevabı bende olmayan bir sorusun sen.
Canımda bir yarasın, dönüp bakamıyorum.
Pencerene yaslanmış gölgem, hâlâ yağmuru bekliyor
Kalbim değil de kapının gıcırdayan menteşesi ağrıyor sanki.
Hiç olmadın, bilemezsin... Hiç bakmadın, göremezsin... Hâlim kalmadı.

Aklından geçenleri okur, anlar gibi esirinim.
Çılgın bir denizciyim limanında.
Bu deniz kaç gemi batırdı sen gideli?
Sensiz, su bile suskun şimdi.
Dalgalar kıyıya değil, kalbime vuruyor sen gittiğinden beri.

Madem susmak çare, neden konuşur bunca ses içimde?
Kayıp bir şeyler aramaksa maksadımız,
Neden aramadık saklamak yerine?
Bu kadar ucuzsa bu aldığım nefesler, neden
Her biri borç gibi çökmüş göğüs kafesime?

Benden almadığın öfkeni yokluğuna doldurdum; borçlu çıktım.
Bende bıraktığın acını bulutlara anlattım.
Yağmur oldu, yağdı sessizce üzerime.
Ben ağladım, onlar karardı üzerimde.
Hep bu yüzden içimizdeki rüzgâr.
Gece gökyüzünden sıyrılıp düşen her damla vurdu canıma...
Hep bu yüzden içimizdeki yangın.

Sanki tam vaktinde kırılmışız,
Hazır gibi kalkıp gitmelere.
Bir kış güneşi, avcısını bekleyen bir serçe gibi
Geçmiş gülümseyen günler...
Bu şiir, bu kitap, bu kalem
Hep seni yazacak gibi.

Ben öyle sığındım sana, bir minik kuş gibi.
Seninle başım dönüyor maviliğinden; bulutlarına konamıyorum.
Ne zaman gözlerine baksam, yıldızsız bir geceye düşüyorum.
Sen uçsuzsun... Bense kanatları kırık bir martı.
Hep bu yüzden içimizdeki kanat sesleri...
Ne zaman kalksak gitmeye,
Bir fırtına büyür içimizde.
Ben böyle sığındım sana, hiç gitmeyeceksin gibi.

Büşra Nisa Kaya
Kayıt Tarihi : 7.6.2025 00:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bazı geceler olur… Saat işlemiyor gibi, sokak lambaları sadece kendini aydınlatıyor. Dünya dönüyordur ama sen aynı yerde, aynı cümlede takılıp kalmışsındır. İşte o gecelerden biriydi. Yıldızsız, sessiz, onun gibi… O hep böyle gecelerde gelirdi aklıma. Gözlerinin içine bile bakmadan gözlerinin içini gören çocuktu o. Çok susardı ama sustuğu kadar severdi de. Bazen öyle sessiz sever ki insan, sevdiği bunu fark edemez bile. Belki de sen fark ettin ama anlamak istemedin. Bir gün çekip gitti. Gitmesi, kalmasından daha sessizdi. Ne bir kavga, ne bir veda... Sadece bir eksiklik bıraktı arkasında; sabah kahvesinin yanındaki boş sandalye gibi. Sen o günden sonra, hep yıldızsız bir gecede kaldın. Yastığa başını koyduğunda, kapının gıcırdayan menteşesinden çıkan ses gibi bir ağrı dolaştı içinde. Camdan dışarı bakan gölgen, hâlâ onu bekliyordu. Yağmur yağıyordu dışarıda; sen ağlıyordun içeride. Bir gece, rüzgâr biraz daha sert esti. Dalgalar biraz daha hırçın vurdu kıyıya — ya da kalbine. Sen bir defterin köşesine "Yıldızsız Bir Gece de" yazdın. Ve ilk kez, o günden sonra ilk kez… Onu affetmeye başladın. Çünkü sevgi bazen kızgınlıkla, bazen suskunlukla sınanır. Ama gerçek olan, gitse bile içinden hiç çıkmayan kişidir. Ve sen biliyordun; O ne tam geldi… Ne de hiç gitti.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!