Kader geçtiği yerde hep izler bırakıyor,
Gözlerindeki yaşlar su misali akıyor.
Dertlerle sevinçlerin yerleri değişmez mi,
İnsan geldiği dünyada bir defacık gülmez mi.
Beklemekten usandım
Aç! Kapımı bir sabah
Güneşin ışığıyla gir içeri
Sevinç nidalarıyla
Söyle! Ben geldim! Anne!
gel demem, kal demem,
aslında gidiyorum, bil demem,
bilme derim!
ne fırtına yaşar ömrüm,
kömür gözlüm,gül isterim.
mihnet değil, bir yadigar,
Ayetlere sevdanı yeşile yaz,
Siyahı, beyaza karıştır biraz,
Siyah ululuk, beyazsa nur,
Nur üstümüze yağsın bu yaz.
Anlamanı istiyorum;
Mazlum olan yavrum,
Neden ağlıyor.
Çilekeş başım neden ağrıyor,
Vicdanım neden,neden sızlıyor.
Anlamanı istiyorum!
Dünya ateşten bir kor!
Kendin için değilde,
Benim için,beni sor
Yalanlarla uğraşma,
Dünya zeten hep yalan,
Dostluk dediğin zaman,
Ben benide unuttum
çoktan unutum gittim
vefasız tüm dostları
unuttum çoktan gittim.
bir çizik,attım çoktan!
gidenlerin üstüne
Ben seni dostlardan,has dost bilirdim
Bir sözün rast değilmiş,nerden bilirdim
Çektiğim emekleri diken yaptın bana,
Hakikatli dostu nerde bulayım?
Yalan söyleyerek gözümden düştün,
Şimdi ölmenin zamanı mıydı?
Yaşım 45 idi/yavaş yavaş,
Tövbeye gidiyordu yolum.
Bu olmamalıydı hiç benim sonum.
Bir gün; demekle çok geç kaldım!
Ömrüm uzundu, sonsuzdu benim
Güzel çocuk bir tebessüm ile
Nede güzel gülüyor
Senin bahtiyar yüzün
İsterdim ki tüm dünya
Senin kadar saf temiz
Duygularla içten gülücüklerle
Kızkardeşimin adı yıldızdı, bu yüzden sizi takibe aldım, şiirinize yorum yaptım.
Mutluluğunuzun yıldızı hep parlasın.