‘’Biliyorum yanlışını,
şimdi gökten bir yıldırım düşse yere,
sen o yıldırımı alır nikah yaparsın önüne çıkan ilk herifle..
Ve olayın da belli bir adı olur: yıldırım nikahı…’’
Satır satır atladım yalnızlığın uçurumundan,
giriş, sen
gelişme, ben
ve sonuç ayrılık.
Morfin gibi hayatıma çekerken umutsuzluğu,
unutma!
bütün uzun cümlelerde satır başıyım artık.
evet sevgilim,
katil sensin,
ve bu hüzün bana her zamanki gibi çok tanıdık…
Söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum deyip,
herkes gibi söze başladın,
gidiyorum dedin ve sözlerine kan bulaştırdın,
öyle bir başladın ki...
Seni tutabilene aşk olsun!
Ben tutamadım,
başkası da tutamasaydı keşke…
Âh keşke,
sen de tutmamak için bir başkasının elini,
hep dolaşsaydın ellerin ceplerinde…
Âh anlamamışsın beni,
o yüzden…
Bilmiyorsun acımı,
şimdi gökten bir yıldırım düşse,
sen o yıldırımı alıp nikah yapmadan önce,
ben çoktan sela’mı verdirip susarım bir minarenin paratonerinde…
Kayıt Tarihi : 20.12.2011 16:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!