Yıl yetmişin bilmem kaçıydı..
Üniversite öğrencisi olduğum yıllar..İstanbul büyük,İstanbul hunhar..Okulla yurt arasında,taşralı mahcubiyeti ve sıcaklığıyla her gülen yüze tutunduğumuz,kolay kurulan arkadaşlıklarla,İstanbul’u küçültmeye, Dünya’yı da büyütmeye çalışarak geçen günler..
Para çokmuş bu şehirde..Bilemem! Bizde yoktu..
Tek eğlencemiz,hafta sonları üç beş arkadaş buluştuğumuz,parfüm kokan, sıcacık sinemalardı..
Mevsim bahardan kışa mı dönüyordu, kıştan mı bahara hatırlamıyorum..As sinemasında mıydık oda meçhul..Bilet kuyruğundayken niye çevirmiştim başımı onu da bilmiyorum.
Gözlerime değdiğini biliyorum, karası yakamoz ışıklarla bezeli, zifiri gecelerden de kara bir çift gözün..
Zaman yoktu o an..
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Devamını Oku
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de