Hani derler ya,
Çay ve simit gibiydik senle
tahta taburelerde oturup,
tahta masalarda paylaşılan
buğulu kokusuyla buram buram
ekmek gibiydik
yaraya tuz basarsın,
bağrına taş
direnirsin acıya
acı da olsa gülümsemelerin
mavi yeşil de gizli
sevdan yüreğim de,
Bugün bir şehit daha uğurlanıyor, bir şehit daha Allah Resulünün sancağının altına.
Bu gün o sancağın özlemini çeken ve O kutlu davaya gönül vermişlerin günüdür.
Bu gün şehit Ünsal ZOR kardeşimizin bayram günüdür,
Bugün ben müslümanım diyenlerin imanlarını ispat etme günüdür.
Bu gün evrensel kardeşlik düsturunu haykırma günüdür,
Bugün küfrün burçlarına sağına ve soluna bakmadan yiğitçe saldıran
Lal oldu dilim
Susmalar, ömürlük artık,
Hüzün doldu yüreğim
Sağır sana,aşk artık.."
Yeşili seninle bildim ben
geçerken çocukluğum kıyılarında
can katışını gördüm ulaştığın her yere
senin kıyında yazdım aşk şiirlerimi
sevgiliye,
serhoş olup, bağrında naralar atıp
Şiirler bilirim,
hasret yüklü sevdaya
Türküler bilirim,
yangın sevgiliye
Zindanlar bilirim,
özgürlük türküsü söyleyen.
Kuru dallardan kopan ,
yapraklar gibidir ayrılıklar.
Sararmış solmuştur hatıralar.
Mavi silinmiş,yeşil firaridir artık.
Küfleşmiş bir yalnızlık senfonisidir,
gece yarısı kulaklarında çalan.
Sakın ola,
kırma bir gönlü,
her insan bir derya,
bambaşka bir alemdir,
zira.
Gece karanlık,öyle karanlık ki,
gözlerim karardı ,bedenim sarsıldı.
Seni düşündüm mavide,uzandım ellerine.
Ruhum ışıdı gözlerinde.
Aydınlığa dönüştü tüm karanlıklar.
Özlemin yüzyıllık sevgili,
ıslakmı halen alnın,
duruyormu ,
yüzyıldır izleri dudaklarımın..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!