Yeşile Uyanan Şehir - IV

Günler damla sakızı gibi giderek uzuyordu
Ağaçlar donanıyor, hava ısınıyordu.

Almatı'nın kızları
Gecenin yıldızları gibi göz alıyorlardı.
Şık şıkırdım boyanıyor
Kabak çiçekleri gibi günden güne açılıyorlardı.

Baharın çılgın kokusu baş döndürüyordu
Arada bir vurup geçen yağmurlar
Kış boyunca küllenen
Nevruzla birlik harlanan
Gönül ateşlerini söndürmeye yetmiyordu
Rengârenk yaz düşleri
Anlatmakla bitmiyordu.

İpekyolu kafecileri
Masalarını yavaş yavaş
Dışarılara kuruyorlardı.
Sokak çalgıcıları ve çiçekçiler
Her gün aynı minval üzre
Aynı köşede nöbete duruyorlardı..

Hafta sonu piknikçileri
Mideu'ya, Almarasan'a taşınıyordu.
Yemyeşil yamaçlarda mangallar yakılıyor
Şişler çevriliyor, votkalar açılıyordu.

Kayserili Bekçi Memet
Bir elde 'tarelka'lar (1)
Öbür elde 'vilka'lar (2)
Nerde kaldı bizim 'devuşka'lar (3)
Diye yolları gözlüyordu!

Bizim kankalar
Piknikçileri gördükçe
Biz ne zaman gideceğiz diye
Başımın etini yiyordu.

Laf aramızda
Bahar başıma vurdukça
Benim de güneyli damarım kabarıyordu.
Marul yapraklarına sarınmış çiğköfte alayları
Ayran destekli taburlar eşliğinde
Her gün içtimaya çıkıyordu!

Mayıs kapıda beklerken
Nisan Mehter Marşı'yla yürüyordu.
Almatı'da bahar
Cemi cümleye inat
Bütün görkemiyle hüküm sürüyordu.

('Almatı Ey Almatı' adlı dosyadan)

(1) Tabak
(2) Çatal
(3) Genç kız