Sabah 04:17'de zaman durdu.
Bütün saatler enkaz altında
"daha erken" diye
yalan söyledi...
Beton yığınları arasında
bir el:
- Parmak uçlarıyla Allah'a yazıyor,
- Avuç içinde son kalan nefes,
- Bilek saatinde donmuş
o son dakika...
Çığlık çığlığa bir matematik:
- 7.8 = Kaç can?
- 17 bin artı = Kaç mezar?
- Sonsuz bölü sıfır = Kaç umut?
Kurtarma ekiplerinin tırnağında:
- Bir bebeğin saç tutamı,
- Bir dedenin son nefesinin sıcaklığı,
- Bir annenin
"Dur, beni de al!" çığlığı...
Devlet binalarında:
- Dosyalar titredi,
- Mühürler sustu,
- Bir bakanın kol saati
"deprem vergisi"ni gösteriyordu
hâlâ...
Enkaz kokusu:
- Toz,
- Ter,
- İdrar,
- Ölüm,
- Ve bir de
çürüyen
"yardım çadırları"nın
plastik kokusu...
Sesler:
- "Buraya gel!"
- "Allah'ım!"
- "Su ver!"
- "Yetişin!"
- Ve en çok da
o
"Susun, dinliyoruz!"
yalanı...
Şimdi yeryüzünde:
- 680 bin çatlak,
- 13 milyon yara,
- Ve hâlâ sayılmayan
bir sürü
"resmi olmayan"
ölü...
Kayıt Tarihi : 16.5.2025 15:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!