Yer altı, hep kendine çeker insanları.
Göğe bakanlar ve anlayanlar kurtulur.
Düşmeden düşünemezsin kaçan fırsatları.
Yer altı, insanların umudunu kurutur.
Yer altı, insanların ufkunu karartır.
Yer altı, hep süründürür içindeki canlıları.
Kendine dönenler ve ağlayanlar kurtulur.
Bakmadan bulamazsın kurtaran ufukları.
Yer altı, insanların yollarını kapatır.
Yer altı, insanların mekanını daraltır.
Yer altında umutsuz ve mutsuz insanlar.
Dolaşırlar çaresiz, gayesiz ve sessiz.
Yer altında onursuz ve nursuz adamlar.
Bakışırlar anlamsız, aşinasız ve hissiz.
Yer altında saklıdır hatalılar ve suçlular.
Suçlarıyla gezinir endişesiz ve değersiz.
Yer altında kalır küçülmüş kararmış günahlılar.
Günahlarıyla eğlenir seviyesiz ve sevgisiz.
Kötülük tohumlarıyla doludur mahzenlerimiz.
Kerih kokulu zakkumlar yetişir saksılarımızda.
Yeşermez bizde güzel kokulu çiçekler, zambaklar.
Kahrolsun iyilik, yaşasın kötülük diye bağırır çocuklarımız.
Ağzıyla pislik yuvarlayan cual böceği,
Bizim için bal arısından daha sevimli.
Yılanın zehiri, akrebin iğnesi,
Bize koyun sütünden daha değerli.
Sizin kötüleriniz bizim için iyidir.
Sizin iyileriniz bizim için kötüdür.
Burada gerçekler ters yüz edilir.
Kovulanlar ezilenler yer altında övülür.
İyiler güçsüzdür, kötüler muktedir.
Böyle bilir, böyle inanır burada insanlar.
İyiliğe tuzak kurup beklemektedir.
Sevgiden nasipsiz, horlanan canlılar.
(2003)
Hayrani Abdullah ÖztürkKayıt Tarihi : 23.3.2013 18:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!