Yeni Öykü: Hemşehrinin Torpillisi

Ahmet Ünal Çam
698

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Yeni Öykü: Hemşehrinin Torpillisi

İş yerinde, iki arkadaş sohbet ediyordu.
-Yeni genel müdür bu sabah başlamış.
-Aman bize ne. Ne fark eder ki? Sonuçta biri ayrılınca başka biri gelecekti.
-Dur bakalım kurum web sayfasına hakkında bilgi eklenmiş mi?
-Amaaan… her gelen birilerine torpil yapar, bir kaç müdür, başkan daha değişir. Öyle değil mi?
-Eh… öyleydi, sanırım yine öyle olur.
-Torpil, torpil nereye kadar azizim. Ben bu torpil işlerine karşıyım.
-Bir dakika, baksana web sayfasına.
-Ne oldu?
-Senin hemşehrinmiş.
-Hadi ya… desene o zaman yaşadım.
-O ne demek şimdi.
-Canım bize de bir müdürlük koltuğu düşer belki.
- Ooo… neşen yerinde görünüyor, yüzünde güller açıyor şimdi. Hani torpile karşıydın?
-Canım ben başkasına yapılan torpile karşıyım. Herkes öyle değil mi zaten hah ha!
-Şansız biriyim diyordun, bak şansın dönüyor.
-Aman fazla dönmesin, döne döne aynı noktaya gelmeyelim.
-Köşe dönme için de buna benzer bir söz kullanmıştın.
-Ha… evet “Ben köşeyi dönsem dönsem, uçurumdan aşağı doğru dönerim” demiştim.
-Valla güzel sözmüş, tam senin şanssızlığına yakışan bir söz.
-Öyle deme yahu, işte şansım değişti ya, daha ne olsun.
-Öyle görünüyor ama ne bileyim. Neyse, bak resmini de koymuşlar, tanıyor musun?
-Yok ya, nerden tanıyayım. Memlekete gitmeyeli kaç yıl oldu. Web sayfasında başka bir şey yazıyor mu, ilçesi filan.
-Yok. Hayırlı olsuna gittiğinde sorarsın.
-Sorulur mu şimdi memleketiniz nere filan diye.
-Nereli olduğunu sorup da laf açmazsan, hemşehrin olduğunu nerden bilip de torpil yapacak ki sana.
-Haklısın valla. Ulan yıllardır hemşehricilik yapanlara atıp tutuyordum, şimdi başımıza geldi.
-Yaa… gerçekten atıp tutuyordun. İstersen hiç görünme.
-Şaka mı yapıyorsun, olmaz. Bu şansı kaçırmak istemem, hemen gidiyorum tanışmaya.
-İyi hadi git bakalım, benden de selam söylemeee...
-O niye?
-Bazı amirler çok ters oluyor. Hem tanışmıyoruz ya, ‘O kim de bana selam yolluyor’ filan diye celallenecek biri filan çıkar. Şaka yapayım derken kendimi taşrada bulmayım.
-O zaman bana müsaade. Görüşürüz.
-Güle güle.
*** *** *** ***
-Hayırlı olsun efendim.
-Sağol sağol.
-Hemşehri olduğumuzu duyunca, hayırlı olsun çabucak gelip, tanışmak istedim.
-Öyle mi, hemşehri miyiz. Hangi ilçedensiniz?
-Merkez ilçe efendim.
-Ben de merkezdenim. Şu tesadüfe bak. Peki hangi köyden?
-Sarıkaya köyünden efendim.
-Yok canım, iyice şaşırdım. Otur şöyle rahat ol. Bu ne iştir yahu, nasıl da köylümle karşılaştım. Kimlerdensin.
-Kavakgil derler, bilir misiniz?
-Kavakgil mi! Hımmmm, duymuştum. Sizin köyde bir davanız vardı galiba.
-Aman efendim onu da mı duydunuz?
-Anlat bakalım şu olayı.
-Benim büyük amcam Osman ile Çakırların Süleyman arasında olmuş bir olay. Osman amcam tarlayı sularken, Çakırların Süleyman, gelip suyu kesmiş. Amcam ‘Niye kestin suyu’ deyince, o Süleyman olacak herif de kafasına küreği indirivermiş.
-Ben de tersini duydum, önce Çakırların Süleyman tarlasını sularken, Kavakgilin Osman haksız yere suyu kesmiş, Süleyman suyu geri alınca, bir de gelip ona saldırmış diye duymuştum.
-Olur mu, küreği kafasına yiyen Osman amcam.
-Eeee… suyu keserse küreği yer.
-Yok efendim, sizin söylediğiniz yanlış?
-Benim söylediğim yanlış ha! Ne biçim konuşuyorsun sen amirinle. Hem sen ne diye oturuyorsun, kalk bakayım ayağa.
-Tamam kalktım efendim. Ama efendim size kim anlattıysa yalan söylemiş.
-Ne yalanı be! Süleyman dayım kendi anlattı, sen dayıma yalancı mı diyorsun? Anlaşıldı, senin kafan karışmış, doğrusunu anlamak için taşraya gidip biraz düşünmeye ihtiyacın var ‘Hem şehrim, hem köylüm! ’. İlk iş olarak hemen taşraya tayin emrini yazacam. Şimdi çık dışarı.

05-02-2009 10:30 Yazan: Ahmet Ünal ÇAM [email protected]

Ahmet Ünal Çam
Kayıt Tarihi : 5.2.2009 10:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Ünal Çam