Seni nereye yazsam bilemiyorum, ne zaman dursan karşımda tüm cümlelerim tutuşur oluyor, eline not sıkıştırdığım bahar epey oldu gideli, sen açmazsan kendini, başka çiçeklerde solarım akşamları, kök tutmaz bedenim, yüzümü kıra çalmaz benim, acırım, kokunu yayarım her bir tarafa da, sır olur gecenin karasıyımdır. Her bir yana dağılır hasretim, her yerde sen, içime çekerim, derin derin gelirsin nefesime, o kadar çoksundur ki, iğne atsam düşmez yere, yüreğimi yaktın ya benim, gecenin ateşi oldu içim, her baktığında, her açtığında perdeni, camının önünde söndürdüm kendimi, öyle buruşuk, öyle yeni yıkanmış gibi asarım kendimi, ne zorum var bilmem ama, sen gelmezsen ben solarım kendimi. Yalın ayak gezer toprak, yalın çıplak bir gece gölgeler kendini bedenimde, her elini tuttuğumda bir gemi dalgalandırır beni, her şafağın sahibi gibi gezer rüyalarım, bir benim hayalim tutar mayayı, bir benim hayalimde iki sevgili, bir beni gezdirir zaman, bir seni görürüm deli, bir aklım başımda değildir benim, yürürüm çamurlu gözlerinin en balçık gölcüğünde, su ister yanarım, gece sigara yakar üzerimde, yine de önce ben sönerim, seni kesmez bu aşk, ne kadar susuz içsen de kar etmez gece, eline gözüne dolarsın sarhoşluğu, ben yine duramam sabaha durduğum gibi. Seni nereye yazsam bilemiyorum, mürekkebim dökülüyor dilimden, elimden geliyorsun çağlayarak, gözümün ucuna satır başı çekiyorum karadan, kara gözlü, seni nereye yazsam bilemiyorum, bahanelerimi döküyorum ardından yolunu kısaltmak için, bazen kendim dökülüyorum heyecanla, ne zaman toplasam her defasında eksiliyorum, senin adında su yolu, senin adında yağmur ve senin adında traşlı kalem, nereye yazsam, peşim sıra diziliyorum, seni nereye yazsam bilemiyorum. Sana ne zaman acıksam tokluğumun şiirleri geliyor aklıma, ve ismini görüyorum, eski Türkçe’nin nakışlı kitabında, bir çocuk gibi büyüyorsun, her yıl, her saat ve her dakika, koşarak özlediğim sokaklar gibi, sokak dediğim de, bir kadın gibi sahici, sokak dediğim de, bir erkek gibi gerçek, sokak dediğime bakma, bir aşk gibi tekme tokattır gecenin karasında, nereye vurduğu belli değildir, bir yanak kızarır, bir yürek yarar kendini, sokak dediğim deli ve doludur böyle, iğne atsam düşmez yere, sokak dediğim senin gözünün karasıdır aslında. Seni nereye yazsam bilemiyorum, onun için terk-i diyarın kervanında geziyorum, seni nereye yazsam bilemiyorum, aklıma geldikçe… seni nereye yazsam orada olacağını biliyorum, seni bu yüzden, nereye yazacağımı bilmiyorum…
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
bu yazınızla sonsuza yazmışsınız zaten herkesin olmak isteyipte ulaşamadığı yere.Ahmet beyi kıskanıyordum sizide kıskandım maşallah bize hiç duygu ve kelime bırakmayın harkulade yazılarınız,bu site beni kıskançlıktan öldürecek iyimi ettim kötümü bilinmez şaiir müsvettesi olarak sevgiyle sevdiklerinizle kalın
Bu da çok çalışılmış ve mesai harcanmış üzerinde.Tarzın ve üslubun da biraz da kendimi buldum.Tane tane ama seri. sade bir anlatım ama basit değil.Aksine en gizemli, en karışık olayları dahi izah edebilecek zengin kurgusal bir dile sahibsin benim düşüncem.Devam et kardeş
İbrahim Elçiboğa
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta