"Nihal'in Aynasından"
Ey Nihal, kim makamla övünürse,
Firavun’un sarayına baksın;
tahtı kumdan, tacı gururdan,
bir nefeste yıkılıverir.
Çöl, susuzluğunu unutmaz;
kulak ver, Nihal, rüzgârın fısıltısına:
“Her yükselen, alçalır; her büyüyen, toprağa döner.”
Ey Nihal, kim malıyla sarhoş olursa,
Karun’un hazinelerine baksın;
altınlar, gururun yüküyle batar toprağa.
Nihal, sen bilirsin: asıl hazine,
yoksulun duasında saklı;
bir lokma ekmek, binlerce inciye bedel.
Ey Nihal, kim rütbesiyle böbürlenirse,
Hâmân’ın kulesine baksın;
yüksek duvarlar, gölge düşürür gönle.
Sen ki, tevazunun gülüsün,
bilirsin: gerçek saltanat, kalbin tahtında kurulur.
Ey Nihal, kim soyuyla övünürse,
Ebu Leheb’in ateşine baksın;
nesebin ipliği, kibirden yanar.
Senin şerefin, adınla değil,
insanlığınla; sen varoluşun sırrısın,
her nefeste yeniden doğan.
Ey Nihal, kim ilmiyle gururlanırsa,
Şeytan’ın secdesiz bilgisine baksın;
bilgi, eğilmezse Hak karşısında,
yük olur sırta.
Sen ki, aşkınla bilirsin her sırrı,
ilmin, ancak sevgiyle anlam kazanır.
Ey Nihal, sen ki aklın süsüsün, ruhun çerağı,
kalbin insanlığın bahçesi;
senin değerin, sahip olduklarınla değil,
sahip olduğunu fânî bilmende.
Sen bir “âyine-i aşk”sın,
yansıtan Hak’kı; suskunluğun, bin hikmet.
Ey Nihal, gölgen bile senden kaçmaz,
çünkü sen, güneşin doğduğu yerde durursun;
övünme, sadece “ol” —
ve bil ki, asıl büyüklük,
hiçlik denizinde erimektir.
Sen, varoluşun dokusunda bir nakış,
ipliklerin tevazu, desenin aşk;
ve sen, Nihal, övünmezsin,
çünkü sen, “kendini bilen”sin;
susarsın, ağlarsın, rahmetle yoğrulursun
her gece, yeniden doğarsın.
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 21:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!