fena halde hayata benzer yaz
çocukcadır, içinde çokca ümidi barındırır
ben yaklaşan bir masala benzetirim onu
nihayet şarkısını bitirirken anlarız
kekre bir ironiymiş anlattığı
serin akşamların büyük sofralarında toplanacağızdır
büyük dostluklar, güvenilir yüzler ve hep dolunay
sonra kaygısız sabahlar, kahvaltı kahkahası ve taraçada asude okuduğumuz romanlar
akşam üstüne doğru dilimizi aşındıran istemsiz şiirler
ve tabiki sahil yürüyüşleri
ve muhakkak özlemi bitmeyen o aşk
ve düşünürken gülümsediğimiz yaz öpüşmeleri
halbuki, fena halde sınıfsaldır yaz
klimasız evlerde kesik uykular
gece yarısı yenen soğuk karpuza bağlanan umut
ve sabaha karşı değiştirdiğin üçüncü atlet
zoraki bir vazife gibi geçer kışlalarımızdan yaz
yakamozu izlerken eleni karaindrou dinleyeceksindir
hüseyin altın, yoldaşın olmuş bir bakmışsın
ağustos sonlarına doğru melankoli basar ufaktan
çünkü fena halde acımasızdır yaz
sonbaharı daha mı sevsek sanki
çünkü daha yalansız ve bişeylere hazırlar bizi
yoksa yaz hep matrak geçer dönüp bakarsan
mükafat: içtiğimiz sade sodalar, bikaç top dondurma
şanslıysak, balkonda geçirdiğimiz birkaç serin gece
gizli buza basan bir yıldızdır o
öyle bir düşer ki gözlerimizden
yoksul bir hırsız gibi sıvışarak
acımasızdır yaz!
Yılmaz CanalanKayıt Tarihi : 28.8.2025 20:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!