ya bu yalnızlığın öfkesi (sanırım kendi öfkem bu) 
her zaman ki nehir bentlerini yıkar 
söğüt dallarına tutunan kanadı kırık bir kuş misali 
ha düş tü düşecek...
suyun önü telaşındaki bir hayat 
resm ediliyorsa öfkemin kıvılcımından 
ne deyim şimdi ben 
hı ne deyim... 
bunca öfke girdabına mı sarmalı seni
ve yalnız değilken yalnızlığımla 
bakılan her mavi göz alır götürür mu dersin beni... 
hadi götürdü diyelim 
ya ayak sürümem bu yola 
ona ne demeli…
diyelim ki yüreğinden nehirleri boşaltırsın denize 
diyelim okyanus olursun yüreğim yelkenine 
açılır mıyım sence
bu mavi hiçliğe..
ya korkularım ne olacak korkularım 
bata çıka 
geceyi bölen çığlıklarım 
sağır ederse seni 
geceyi 
çocukları
evreni çığlıklarım 
nasıl duyacaksın beni... 
benim düşlerim bölünür ya her saat başı 
saçlarında milyonlarca nazar boncuklu bir kız tarafından 
ya kanı kim silecek 
ya kan kırmızı kurumuş erikleri parmaklarından kim alacak 
nasıl silinecek bu düşler...
belki bir yaza çıkar çığlığım
hiçliğe
ne bileyim kurumuş 
ayva sarısı yaprağa... 
hadi ne olur şimdi sırtımı sıvazla 
baş ucumda dur 
gücüm yok 
ne olur sen herkesi vur...
hıh sonrada beni…
Bahtiyar ArslanKayıt Tarihi : 20.11.2008 12:06:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
_yaz dedik...sonra hiç...ve yaprak...yiten düş içinde...
 
 



TÜM YORUMLAR (1)