Tuluk
Ebem...sabah serinliğinde, yoğurdu
kırmızı tuluğa*
boşaltır tencerelerden
yağını almak için bişşeklemeye koyulurdu
çatkı da çatılmış ardıç sırıkları
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Devamını Oku
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi




Sevgili şair İbrahim Çelikli bey !...
Yöresel ağızla nede güzel anlatmışsınız yayık ayrananı,aynı zamanda gözlemleriniz ve anlatımınız da çok hoş olmuş.Valla ne deyom dinle hele ! Bu yayık ayranının yanında bide taze naneli aş, bide üzüm hoşafı olsada yesek tahta kaşıkla deyom .Canım da çekti inanın mis gibi kokusu burnuma geldi,kalkım da hemen pişirim bari ...Memleket kokusu burnuma geldi gari,yemesem ölürüm şimdi.
Ellerin yorulmasın çok sevdim ben bunu yaaaa,kutluyorum,üstü gül kokulu dağların şairlerine benden yürek dolusu selamlar ve sevgiler......
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta