Öyle yalnız öyle çaresiz
Yürüyorum sokaklarda
Mutsuz huzursuz
umutsuzum..
Ayağımdaki derman
Yüreğimde yok
Kayboldu şafaklar gözümde
Her anım zifiri karanlık
Âmâ mı oldum ne
Görmüyorum..
..
Bir ses bir fısıltı bile yok
Musa gibi konuşuyordu inandık,
Firavun kesildi başımıza gardaş.
İsa gibi okuyordu kandık,
Pilatus oldu başımıza gardaş..
Muhammed'i anlatıyor sandık,
Geçen görmüşler,
Güneş görmeyen yüzünü..
Geceye küsmüş,
Güne çıkmışsın.
Hayırdır?
Kim incitti seni?
Öldükten sonra herkes gelecek,
Kimseler gelmeden gel!
Herkes olmadan gel!
İmam selaya durmadan gel!
Üzerime su döküp yıkayacaklar,
Yıkanılmadan gel!
Yük ağır,
Ben ağır,
Kaldıramıyorum.
Ne dizlerde derman,
Ne gözlerde fer,
Bulamıyorum...
Sevmiştik oysa..
Derdin, derdim der idim.
Ömrümü,
Yoluna serdim.
Gel geç diye değil,
Gel kal diye...
Bak gözüm
Çekemeyeceksen
Yarı yoldan döneceksen
Gelme..!
Bizde
Yolun sonu düşünülmez
Gidiyor gönlümün efendisi...
Kal desem sanki duracak mıydı ki?
Her anımda, her duygumda var olan,
Soğuğun yanakta bıraktığı al al oluşu
Burunda bıraktığı pembelik
Ne de kulaktaki kızarıklık
Gitti kapıya kadar
Geriye dönüp dönmemekte
tereddüt etti.
Belli ki tam karar verememişti.
Bilmiyordu daha,
acıların kararsızlıktan arttığını.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!