*Yaşlı Adam... Şiiri - Abdüsselam Bügür

Abdüsselam Bügür
192

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

*Yaşlı Adam...

Öylece hiç uyanmamaya uyuya kalmayı diledi yaşlı adam. Ama uyanmişti bir

süre tavana sabitlendi bakışları derin, dalgın ve hüzünle. Bir an geceden

kalma yaş damlalarının yanaklarında kuruluğunu fark ederk darlandı içi...

Bir bilinmeze kalkar gibi doğruldu yerinden,hüzün kokuyordu her yan.

Sağına döndü 'her zaman ki gibi..' uzandı gerçeğine ne de olsa -tek gerçeği-
yanan led ışığıydı... Anlamin o tarifsiz o tanımlanmaz acısı doldu içine ve tüm

benliği, yüreği için sıra kırıldı... Gözyaşlarına hakım olamadı kendine ağladı

sadece evet sadece kendine ağladı çünki yalnızdı artık. Terkedilmişti...

Büyük bir hüzünle dün geceyi anımsadı 'yarın yazarım' demişti. yazmişti işte...

Gitmesi gerekti yaşlı adamın ama yerinden kalkamiyordu yürüyemez

olmuştu bir an da, yaşlılıktan değildi elbet: gitmek ağırdı ve üstüne üstüne

çökmüştü herşey; duyguların parçalanışı böyle bir şeydi her halde...

Nefesi kesilmiş yakıcı yaşlar göz pınarlarından dolup taşıyordu. Ruhu

bedeninden ayrılmışcasına, taşımsı bir heykel gibi kalakalmişti yerinde ne

de olsa aşk zehrini kusmuş ciğeri sonu belirsiz bir acıyla doluyordu...

İniltiye benzer bir fısıltıyla dile geliyordu: 'Ey aşk senin yasan budur işte, önce

mutlulukla neşe ve sonra da kederle yas verirsin' sözlerini bitirmiş gibi sustu

esrikliğin kederi içinde...

Bir tek şey kalmişti geriye: Gitmek! Nereden ve nereye gideceğini

bilmeden... Aşkın tesiri altında yaralı bir yürek ve boşluğa atılırcasına

gidebilmeyi diledi hayatla ölüm arasında dumanlı gözlerle... Son sabahına

uyanmiş bir soğumuşlukla yerinden kaltı ve sendeleye sendeleye yürüdü

artık hiç bir şey eskisi gibi olamayacaktı. BİLİYORDU!

Hayatta, yarım ve eksik kalmanın zehiri beynını yakıyordu adeta ama

yürümeliydi. Gitmeliydi... Dizleri titriyordu yaşlı adamın sonu gelmez bu gidiş

tüm varlığını adım adım tüketiyordu. Öylesin yalnız ve öylesine suskun...

Oturmak nefes almak istedi çöküverdi ama belirsizlik dolu, korkunçluk dolu

bir hava ruhunu donduruyordu. Kaçıp saklanmak istiyordu tıpkı hırsızlar gibi:

Uzaklara, en uzaklara herşeyden ve herkesten... Oraya oturup

kalmak 'herşeyini' kaybetmenin bilinci ve ruhunun bir son da dinlenişinin o

yürek burkan, iç çatlatan yitikliği yüreğini parçalıyordu...

Hiç bir şeyin hiç bir önemi kalmamişti artık. Bakışları keder doluydu: ne yana

baksa o'nu görüyordu. Her şeyi ve herşey de o vardı. o'nu hatırlatan her

şeyini terk edecekti. Ya kendisi, kendisini ne yapacakti?

Sonra, sonra kan aktı; ve içinde bir sicaklık yarı yarıya aydınlattı kederini.

İnledi, sesi kesildi uzun, uzunca bir sessizlik. Acıya karşı hayat başlamişti.

Uzun ve sancı dolu bir hayat...

Abdüsselam Bügür
Kayıt Tarihi : 21.10.2009 22:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Abdüsselam Bügür