Bir İstanbul vardı, bir sen, bir de ben...
Bütün ışıklar yanardı ve perdesi açık pencereler vardı…
Karanlıklara gömdüğüm bir ben ki, ateş böceklerinden aydınlanan...
Kara bir yüz yapışmış bedenime bir sen kokunla ki ne manolya ne de sümbül kokusunu anımsatan...
Karanlıkların gözcüsüydü gözlerim ki artık çok geç uyu dediğim...
Bir ben...
Bütün İstanbul kubbeleri ki başımdan aşağı düşen...
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;