İçimde dev yangınlar,mecusilerden kalma
Devasa çağ yangını yahut...
Yağmurlara çıkıyorum,ben ağlıyorum yağmurlar ıslanıyor.
Damlalar üzerime düşer ben yaşlanıyorum
Geçiyorum yitik duygular yığınlarından
Hiçbir durağa uğramadan yol almak istiyorum artık
Hüznü anlatan bir şarkı gibi kısa
Şehrin kaldırımlarında sade bir dramdı bizimkisi
Anlamlı anlamsızlıklarla boğuşan
İki fügürandık aslında aşk sahnesinde
Neyi paylaşamadığımız çok önemli olmasa da
Bizi önemli kılan,önemli önemsizliklerimizdi...
Susma!
Bana bir şeyler söyle
İçinde biraz umut,biraz sevgi,mutluluktan bahset!...
Aşk'ı ölümsüz kıl o muhteşem imgelerinle
Bana hiç bilmediğim bir yeri anlat
İyi yürekli insanları,masalsı kahramanları
Çok eski zamanlardı
Dünya hangi çağını yaşıyordu hatırlamıyorum
Gözlerin yeni bir medeniyetin başlangıcı
Bakışların hüküm etmekte idi cihana
Ben adına milat demiştim
Seninle başlamıştı hikayem...
Sükûnetini sevemedim doludizgin hatıralarımda dolaşıyorken ruhum, karışıp yalnızlığıma bütün kalabalığınla beni yormanı özledim...
Kapatıyorum gözlerimi biraz daha uzun sürsün istiyorum
Giderek kayboluyor siluetin, eyvah! Diyorum
Yaklaşıyor ölüm korkusu
Sensizlik,eşdeğeriyle yalnızlık ve kalbimin ince tortusu....
Yüzünde,sonbahar hüznü taşıyan
Yaprakların incinmiş yansıması vardı
İçten içe kayboluş,yorgunluk muydu?
Kayboldu sonra!
Kendisi gibi meçhul duygular bırakarak ardında
Sonbahara mı karışmıştı gidişin
Mevsim kışa,yüreğim hazana dönerken
Yüzünde gamzeler açmanın zamanı mıydı?
Bana yalancı baharları hatırlatma ne olur,!
Kurumuş yapraklar arasından,tüm düş kırıklığımla
Yitik maceramla kalakalmışken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!