Sana bakınca,
Tümsek ayna gibi sevgim saçılıyor atmosfere.
Dünden, sözüm küsmüşken hecelere,
Bugün barış ilan etti kendine.
Bir türlü anlamayı beceremeyen tarafım..
İçimdeki seni anlamaya başladı sanırım.
Bazen birinin yaşamı, diğerinin hayalleri olur.
Bazen de çaresizliğimiz kullanılır ya da birilerinin kapanı olur.
Zaman,kapıların kapandığı duyguların sona erdiği andır.
Aslında hayat bize ders vermekle meşguldür.
Onun alfabesini çözemezsek de,
Aşkın her çeşidi ACI verir dedi,
İçimdeki ses...
Sustu.
Sustuk.
Ben, beklemenin farz olduğu mısralarımda kaybolurken,
Sen; bizi taşıyan ruhunun ağırlığıyla..
Havanın soğuna aldırmadan,
Kırılgan kar yağışlarını izliyor soğuk tenim.
Şişeler birbirine çarpıyor,
Bardaklar devriliyor mavi masaların bakışlarında.
Biçimsiz ve farkını hiç kaybetmemiş,
Üstü örtülü sevda sözcükleri kokmakta şehrimde.
Neden başladı bilinmez,
Neden bittiği kendinden hükümsüz.
Yaşananların pişmanlığı,
Affı olmayan bir çareydik biz.
Tek başına tutulan yas,
Pembe puantiyeli elbisesi ve elinde tek kolu kırık bebeği ile,
Minik adımlarla yürümekteydi sevgi yumağı...
Gezegeninde dönen kötülüklere, şemsiyesini açmıştı sanki..
Garsonun, gazoz kapağını açışındaki sesin etkisi,
Kocaman olan kara gözlerinin büyüme sebebiydi.
Gel bir gece yarısı hüznümü al.
Gel geceme ışık ol..
Ses ol,ruhum ol.
Yıldızların parlaklığı ol..
Nefesim ol.
Kalp atışım ol.
Ben,
Beni bir yere götürmeyen,
Götüremeyen hayallerin peşinden gitmekte ustayım...
Senin peşinden de o yüzden mi geldim,
Bilmem?
Ya aşk
Düşündüm de SU mu olmak lazım sessiz ve sakin,
Yoksa SEL olmak mı lazım öfkeli ve hırçın.
Belki de MUM olmak lazım,sabırla tükenmeyi beklemek.
Yok olmadı işte;
Volkan ya da yanardağ olmak lazım.
Yaşlanmak için değildi yaşamım,
Yaşamak içindi.
Yüreğimde dönüp duran,
Aşk acılarını çekmek için değildi.
Aklımdan çıkarmak değil artık derdim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!