Vay be koçum,
Ne gururmuş,
Şu toroslarda büyümek.
Ayrıcalık ötekilere;
Ne de onurmuş,
Başkalık tanıdığın herkeslere.
Aciz ve korkak insanlar,
Hayatlarında hiç bir şeye,
Asla muhalif olamazlar.
Çünkü onlar;
Kendi gölgelerinden bile korkarlar.
Bu sünepeler,
Her vatandaşın ağzında,
Devir değişti gardaşım,
Devir ekonomi devriymiş,
Ekonomi nedir biri anlatsın;
Anlatsın da öğrenelim be arkadaşım.
Ekonominin adı batsın,
İlkbaharda duygularım,
Uçuşur kayınlar arasında,
Bana ayan olur,
Şu bedenim hayat bulur.
Dağların eteğinde,
Koyakların dibinde,
Mukulun sırtında ala habası,
Mukul derler o Velinin babası.
Nazlı Döne gelin olmuş gidiyor
Viran olur Bekirli’nin ovası.
Hele bakın yoldan giden deliye,
Yine bugün dumanlı yüce dağların başı,
Her yer sisli boranlı soğuk toprağı taşı,
Kurdu kuşu figanlı dinmez gözümün yaşı,
Yine düştü gönlüme hasret düştü gönlüme.
Sılanın özlemini içerime çekerim,
Bayrak namus diyen sahip olacak,
Hangi soysuz söyle gökten alacak,
Ezelden nazlıydı öyle kalacak,
Dalgalansın gökte bu yeter bana.
Ölürüm indirtmem yapamam onsuz,
Şu sıcakta da döker kerpiç evler sıvayı,
Anavarza’ya çıktım seyreyledim ovayı,
Aman sis çöker olur gördüm Çukurova’yı,
Yine yandı bu sene bizim eller desene.
Aşiretler yaylaya yükünü toplar göçer,
Hiç dokunmadık,
Biz birbirimize,
Telepatik seviştik,
Hep seninle.
Gün ve gündü,
Bizim doluşlarımız,
Anasının çatlak karnında dinlenirken,
O kimsesiz soğuk pınarlı yaylalarda,
Oksiput pozisyonlarında yatan bebek,
Günü gelmiş ağlayarak kara çadırda,
Damarları zorlayarak doğmuş bu bebek.
Sonrada kanlı göbeğini kestirirken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!