Sahne'de Kalan Sessizlik
bir nehrin kıyısında,
akmayı unutmuş bir su gibisin.
sessizlik bile içine çekiyor şimdi —
sen mi durdun,
yoksa zaman mı
biraz erken geçti yanından?..
ya da sadece sen fark ettin
her şeyin çoktan durduğunu.
alnında ince çatlaklar:
gökyüzüyle aranda kurumuş yollar.
bir yol arıyorsun hâlâ
çoktan silinmiş haritalarda.
o haritalar şimdi rüzgârın cebinde —
uçmak isterken hep yere düşen.
bu dünya —
bir ömür,
kendi gölgesinde asılı kalmış yankılar.
geriye çürüyen kelimeler kalır;
ve o kelimeler
hep en sona sakladığın şeyleri fısıldar.
Sisifos elini çekmiş.
taş, yokuşun ortasında unutulmuş.
ne bir iniş var şimdi,
ne de çıkış.
yokuş: belirsizliğin adı.
taşın da kaderi eksilmiş artık.
bazen hiçbir şeyin ağırlığı
her şeyden fazladır.
gökyüzü hâlâ maviye çalıyor —
dağınık, kırgın bir tonla.
rüya sonrası yastığa sinmiş zaman gibi.
bir ışık sönüyor arka planda.
oyun bitmiş çoktan.
ama sahne hâlâ orada.
birkaç replik,
yerlerde un ufak.
herkes kendi dilinde unutulmuş.
çünkü bazı diller
hiç sesli okunmaz.
zamanın sesi solmuş —
dün: buruşturulmuş bir mektup.
yaşadığımız şeyler
gölgemizden sızıyor artık.
ve o gölge,
hep biraz geç kalıyor.
dağlar eğiliyor bakışımıza.
acı: sessiz bir eşya gibi.
yalnızlık:
önceden misafir,
şimdi eski bir dost.
düşlerse —
çizikleri olan cam parçaları gibi:
ışıksız, derin.
ve dokunduğunda
hep biraz kanatıyor seni.
gönlümüzde
susmayı öğrenmiş bir hikâye:
adı bile silinmiş.
bir gölge gibi kaldı orada —
kimse bakmasa da
hep orada duran.
Şahin Çınar
Şahin ÇınarKayıt Tarihi : 2.2.2023 01:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!