Yaşlı Adam Şiiri - Özgen Öz

Özgen Öz
152

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Yaşlı Adam

Yaşlı Adamın Sessizliği

Bir gün, yaşlı bir adam karşına çıkacak…
Belki o an tanımayacaksın,
Ağarmış saçlar, titreyen eller,
Ve sana bakan o yorgun gözler…
Sonu olmayan çizgilerle örülü bir yüz,
Her bir kırışık bir yıllık hikaye,
Sana yıllar sonra yaklaşmanın habercisi olacak.

Dudaklarında kırık, biraz acı bir tebessüm…
Ve hâlâ tazeliğini yitirmemiş bir özlem
Yorgun yüreğinde saklı…

Oysa ben, ihtiyar adam,
Sesim kırık, yorgun,
Kiminle dertleşebilirim artık?
Yıllardır içimde biriken darlığı bitirmek isterdim.
Ahh, gönül hasretim…
Ölüm gelmeden önce ya seni, ya da beni…
Son defa, sadece son defa,
Görmek istedim seni…

Biliyorum, aklım garip oyunlar oynuyor bana.
Bazen unutuyorum gelip geçtiğim sokakları, yolları,
Ama anılarım gittikçe daralıyor;
Ömür denen yolun sonunda olduğumu biliyorum.

Hatıralar son defa dökülüp kaybolmadan
Gözlerimin ucunda,
Zamanın önüne geçip
Sesini son defa duymak istedim…

Biliyorum, sana seslendiğimde
Gözlerimin içinde zaman
Bilmem hangi mevsime, hangi sokağa götürecek seni;
Yüzüme baktıkça kaplayacak yüreğini…

Ben yaşlı adam,
Akşam ne yediğimi unuttum da,
Bir tek seni unutmadım.
Gelip geçtiğim sokakları unuttum da,
Senli hiçbir şeyi unutamadım…

Ben yaşlı adam,
Zamanın önünde duruyorum,
Son defa, sadece son defa,
Gözyaşlarının içinde kayboluyorum.

Bir gün, karşına çıkacak yaşlı adam,
Belki sessizce yürüyecek,
Belki fark etmeden geçip gidecek…
Ama her çizgim, her kırışığım,
Sana dair sessiz bir ağıt,
Yıllar boyunca beklediğim bir özlem…

Ben yaşlı adam,
Ve son defa,
Seni anımsayarak
Özlemlerimle dolup taşan yüreğimle
Sessizce sana bakıyorum…
Gözlerimde zaman,
Yüreğimde sevda,
Ve dudaklarımda son bir tebessüm…

Özgen Öz
Kayıt Tarihi : 20.4.2021 14:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şehrin kalabalığında, bir gün karşına çıkacak yaşlı bir adam vardı. İlk bakışta fark etmeyebilirsin; saçları ağarmış, elleri titrek ve yüzü yılların yorgunluğunu taşır. Ama gözlerine dikkatle bakarsan, yıllar boyunca biriktirilmiş sessiz bir özlemin, kırık bir tebessümün ve hiç sönmeyen bir tazeliğin yansıdığını görürsün. O yaşlı adam, yıllar boyunca kimseyle paylaşamadığı bir yalnızlıkla yaşamıştı. İçinde biriken dertleri, sessiz çığlıkları, biriktirdiği özlemleriyle dolu yorgun yüreğini taşıyordu. Ömrünün son demlerine yaklaşırken, tek bir dileği vardı: seni bir kez daha görmek. Her sabah, hatırlamaya çalıştığı sokaklarda yürürken, çoğu zaman unutur geçtiği yolları. Ama seni unutamazdı; seninle ilgili hiçbir şeyi, hiçbir anıyı, hiçbir duyguyu unutamazdı. Her adımında, kalbindeki özlemle birlikte geçmişe yolculuk yapar, gözlerinin önünden yıllar geçerdi. Bir gün, belki fark etmeyeceğin bir anda, karşına çıkacak. Dudaklarında kırık bir tebessüm, gözlerinde yorgun ama özlem dolu bir ışık. O an, yıllar boyunca taşıdığı acı ve sevgi bir bütün hâline gelir. Sessizliğiyle konuşur, bakışlarıyla anlatır; zamanın, mevsimlerin ve hayatın onun ruhunda bıraktığı tüm izleri sana gösterir. Ve sen fark etmesen bile, o yaşlı adamın kalbinde son bir umut yanar: seni bir kez daha görmek, gözlerinin içine bakmak ve yıllar boyunca biriktirdiği sessiz sevgiyi sana fısıldamak. Son bir defa, zamanı durdurmak ister gibi… O yaşlı adam, şehrin kalabalığında yürürken aslında geçmişle bugünü, acıyla umudu, yalnızlıkla sevgiyi birleştiriyordu. Ve bir yerlerde, gözlerinden süzülen bir damla yaş, yıllar boyunca unutulmamış tüm hislerin sessiz bir yankısı olur. Belki bir gün, o yaşlı adamın sessiz yolculuğuna sen de tanık olursun. O an fark edersin ki, hayat sadece geçen yıllardan ibaret değildir; gözlerde saklı kalan, yürekte biriken ve sessizce bekleyen her his, yaşanmışlığın en değerli mirasıdır

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!