Gözlerim yine geçmişin puslu dehlizlerine kaydı, parçalı bulutlarla süslenmiş maziye daldım. Sorarım kendime: Değiştirebilir miydim, peki ya değiştirmek ister miydim? Ah, geçmişte pek çok "keşke" vardı içimde. Ama şimdi, o "keşke"ler yerlerini "iyi ki"lere bıraktı.
Herkes yakınına tutunurken ben sadece sana tutundum, Allah’ım. Issız bir diyardasın, kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerde. Su olsan kimse içmez, yol olsan kimse geçmez. Senin hikayeni anlamaz yabancı gözler. Çıkarsın bir dağın tepesine, bir ağaç bulursun. Onu gelin gibi süsler, bir parça nefes alırsın. Sonra kafanı kaldırır, bulutlara bakarsın; köpürmüş gelen bulutlara. Elden ne gelir ki başka?
Yüreğimin derinlerinde çın çın ötüyor bu dünyanın soğuk ve ıssız boşluğu. Tanrı kimseye böyle bir yalnızlık vermesin! Garip bir çelişki değil mi? Yaşıyorsun, çevren kalabalık, herkes bir şeyler konuşuyor ve herkes iyiymiş gibi davranıyor. Ama sonra bir bakıyorsun ki insanların senden alacakları varmış; gelir, hem manevi hem maddi ne lazımsa alırlar. Ve bu böyle devam eder. Alınan her şeyle duyguların da azalmaya başlar. Şair boşuna söylememiş; "İnsanlar öldürür." Evet, insanlar öldürür hem de hiç acımadan. Duygusuzlaşırsın zamanla, taş kesilirsin.
Sonrası mı? Kar, kış, kıyamet. İnsanların bu denli kötü oluşu neden? Nasıl vicdanları sızlamaz aldıklarının karşılığına? Hiç mi huzurları kaçar gece aynaya baktıklarında? Zahiri çıkarları uğruna nasıl her şeyi yakıp yıkarlar? Bir de dönüp bakmıyorlar nefislerine: Belki ahını aldıkları bir mazlumdur, belki ağlatıp haksızlık ettikleri bir garip...
Sen nasıl tutmayı bıraktıysan ellerimi, ben de seni geçmişte bıraktım. Seninle başlayan tüm hayallerimi sildim yaşamımdan. O defteri çoktan kapattım. Ardına hiçbir iz bırakmamak için seni yakan ateşte tüm anılarını da yaktım. Ölümden dönerim ama asla geriye dönmem. Evet, o defteri çoktan kapattım.
Rüyama bile gelmemen için uykularımdan kaçtım; ne geceler bitti ne ben o uysuz direnişime son verebildim. Hasret başka bir yara, başka bir dert ama biliyorum; o defter artık ebediyen kapandı.
İçimde sensizlikle amansız bir savaştayım ama vuslat hayalini kör kuyuya attım. Gün gelip pişmanlık dolarsa içine, bil ki o defter artık çok uzaklarda.
Sana fazla mı geldim bilmiyorum; ama senin için kendimi terk ettim. Bir gülüşün derman olmuştu nice yarama; yine de... o defteri çoktan kapattım.
Şimdi eski halimden de beter durumdayım. Umut bana muhtaç, ben sana muhtaç... Dert benimdir, çile benimdir; kendime yeterim. Ve bu yüzden o defteri çoktan kapattım.
Bir gün ararsın belki, sevgili... Ama o gün ben çoktan batmış olurum güneş misali son ufukların ardına. Senin için öldüğümde kimse bilmesin; çünkü ben çoktan o defteri kapattım.
Fatih Kaya 6Kayıt Tarihi : 25.3.2025 20:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!