Dünya hali, insanlık hali
Hepsi kokuşmuş yosun yığını adeta
Hani sevdalar, hani sımsıkı dostluklar,nerde delikanlılar
Yaren sohbetleri bile kalleş kokuyor
Çakal sofraları kemirgenlerle dolup taşıyor
Kaz kuyunu,düşür dostunu,kaynat suyunu
İltifatta bu,gururda bu şuurda...
Doğrular deryada kalmış kırık bir sandal
Devranını süren,alemini yaşayanlar iskelede kalanlar
Çakıl taşlarının dili olsa, sahil kumlarının imanı olsa
Sandala el uzatacaklar, iskeledekilerin yüzüne tükürecekler
Ve bizim halimiz, farklı yanımız işte bu;
Belki ayrıyız, belki özlemliyiz, adam gibi sevdalıyız
Özledikçe seviyorum, sevdikçe özlüyorum
Sesini, temiz yüreğini, sıcacık gülüşünü.
Oysa daha şimdi duydum sesini,
Oysa daha şimdi öptüm resmini
Oysa daha şimdi andım ismini
Oysa oysa uzağız şimdi mesafelerle
Ne farkeder, neyi değiştirir, günün birinde buda bitecek ya...
İskeledekilerin ağzında bir yalan olsaydım
Dönüp dolaşıp yanına gelirdim
Belki daha yakınına
Kimbilir hasreti bitirirdi; ama aşkımızı incitirdi
Belkide hüzün trenlerinden bir yer ayırtırdı
Artık güneş aydınlatmaz, gözümüzü kamaştırırdı
Belki boş bir anım olur da bende sandala bir taş atarsam
Alabora olur, kaybolur doğrular rüzgarın telaşında
İskeledekiler sevinç çığlığını, sakladığı kahkahayı atarlar
Yoo! biz asla yalan olmayız
Doğruluktan sandaldan kaçmayız
Ve hiç bir zaman boş bir anım olmayacak
Ve gözümü aşkından başka hiçbirşey kamaştıramayacak
Ve aşkın yarım kalsada benden sana tam gönül...
Kayıt Tarihi : 7.3.2008 19:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!