Alıp başımı gideyim diyorum bazen —
bir su gibi,
kendini unutarak
bir taşa dokunur gibi
sessizce.
Ömrümden çalıyor her an,
her nefes bir yâren,
her yara bir hatıra.
Lâl ettin beni.
Ama kelimeler,
beni hâlâ tanıyor.
Kalem, acıyı ezbere biliyor.
Bir mızrap gibi
dokunuyor zamana:
her tınısı bir sızı,
her sızı bir dua.
Yüreğimde közdün,
sonra küllendin.
Küllerinin içinde hâlâ yanıyorum.
Buğulu bir bakışın vardı,
ben onda kayboldum —
sadece seni değil,
kendimi de yitirdim.
Bir suskunluk kaldı geriye,
adı sen olan bir sessizlik.
Ve ben artık biliyorum:
yaran, bir insanın kendine en yakın aynasıdır.
Bilsen…
ne hâllere düşürdü bu sevda beni,
bir kederin omzuna sığınır gibi
yavaşça çöktüm dünyaya.
Bir gül gibiydin,
dikenini bile severdim.
Ama her dokunuşta
bir parçam daha eksildi benden.
Kalemimle konuştum bu gece:
“Yazma,” dedim, “yetmedi mi acı?”
Kalem sustu.
Ama içim —
yine de yazdı seni.
Çünkü aşk,
bazen susarak çoğalır.
Ve ben,
sana değil artık,
var olmaya yazgılıyım.
Kayıt Tarihi : 9.11.2025 06:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!