Bak sabahın köründe, serin rüzgârda yaprakları solgun
Yalnızlık, mutsuzluk çiçeklerine burunmuş
Bir ağacın gölgesinde
Yaşama sevinci azalan
Güzel ötüşlü
Minik bir toygar kuşu
Yine
Acı, acı ötüyor
Kendi dilinden
Kendi dalında
Dünyanın öbür ucunda duyulan
Avazı
Feryat-figanı
Hüzün dolu
Şen-şakrak şakırdamayan
Minik tarla kuşun yarası
Bağrında
İçi
Kan
Korku
Ölüm
Acı dolu
Düşmanıda kahrolası, namussuz bir zalim avcı
Kahrolası çakalı, kurdu, engereği, çiyanı, yılanı, bol
Zalimleri, mazlumları çok, her an dert dolu
Gözü kör olmuş ölüm dıyarı
Soysuzun biri
Bir şafak vakti
Pusu kurmuş
Zehir zemberek kahpe bir kurşun
Ürkek bakışlı
Kanadı yaralı, çayır kuşunu şirazeden çıkarmış
Bir sürü kuzgun, bir sürü leş kargaları bayram sefasında
Sabah güneşi daha doğarken, avazı coşarcasına çağlayan
O yaralı, kanadı kırık, naçar bırakılmış
Derdini yazmaya, şiirler aciz kalan
Her bir bakışı yürek dağlayan
Yaralı, ürkek tarla kuşu
Her köşesi
Sevgiye, huzura hasret
Koynunda acı besleyen
Şu
Topraklarda
Güneşe açılan
Sabah
Namluya sürülen merminin
Kapısı
Ölüme açılan
Zulmün hedefinde
Ayrılık ağlıyor
Ölüm ağlıyor
Kelimeler kırgın, sözler tutuk
Gözleri fersiz, uçamayan tarla kuşu
Veda ölümle, veda felaketle, veda kinle bitsin istemiyor
Mehmet Çobanoğlu
26.11.2022
İstanbul
Kayıt Tarihi : 26.11.2022 21:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!