bir zamanlar
küçük dağların eteklerinde sabah
hiç olmadığımız kadar mutlu gamzelerimde neşemiz
ancak hiç olabilme ihtimallerimize ağlayan
yanar döner pervanelerdik
ağladığımız gülmelerimizden çok
yangınlarımız huzurdan çok değildi
kurumuş bir güle açardık sadece
tüm aydınlık defterlerimizi
düşlerimizden çok kırgınlığımız
zaferlerimizden çok yenilgimiz yoktu
kurulmuş bir panayıra koştururduk tek
tüm meraklı gözlerimizi
aslında çocukça, haylazca sevindiğimiz
gülmelerimiz kadar içtendi sebeplerimiz
oysa biz, hep ipeksi rüzgarlar bekleyendik
tenimizi annemiz kadar şefkatle okşayan
ruhsal dengesizliklerimize bakmadan
ah bir konuşabilseydi itirafla gözlerimiz
hayat boyu bir su gibi akan çağlayan olur
ki aşkla doyururdu tüm yoklukları sevgimiz
sen güldüğümüzü sandığın çoğu zaman
hiç sormadın neden ıslaktı ellerimiz
işte o andan sonra gölgemize sığmayan aşk
yırtıldı kibir dağlarımızın eteklerinde
ki çığırtkandı son nefesimiz
“artık, uçurum kenarlarına kurmuyorum salıncaklarımı”
Gülcan Talay
Gürcan TalayKayıt Tarihi : 14.9.2007 13:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

'artık, uçurum kenarlarına kurmuyorum salıncaklarımı'
tebrikler güzel bir çalışma
TÜM YORUMLAR (2)