Ne zaman senden kaçsam,
Senin yanında, nefes nefese kalmış bir şekilde buluyorum kendimi.
Çok özledim.
Çok bittim, çok yandım, çok yoruldum.
Ama hiç vazgeçmiycem çünkü çıkmadık candan umut kesilmez, doğmamış çocuğa kaftan biçilmez, güneş girmemiş eve doktor olanların hikayesin de hep mahvolanlarız biz nasılsa.
Biz hep kahrolanız.
Biz yaralarını sarmaya değil de, kendi yarasına tuz basmaya hayranlık duyan bir kaç reziliz.
Biz özlemek nedir köküne kadar hissedip, hissiz yaşıyor gibi gösteririz kendimizi.
Bizler; kar, dolu, fırtınaya yakalansak ilk sizleri düşünürüz çünkü biz sizin sayeniz de hep yanarız üşümek nedir bilmeyiz.
Gördüğümüz her ağacın gövdesine çakıyla adınızın baş harfini kazırız.
Sessiz bir türkü dinler, iç geçirir, uyuya kalırız.
Çünkü biz rüyalar da kavuşmayı vuslat sanarız.
Oy benim yeganem.
Ah dağların karı, rüzgarı, dumanı.
Sevdanın en acı yanı.
Beklenenelerin en güzelisin
Bitmemiş türkümsün, doldurduğum her kadehin son yudumusun.
Sen, şu şafağın doğuşu, kuşların ötüşü, kalbime dokunan sevda türküsü, şiirin en güzel kafiyesi, gönlümün sultanısın.
Beklemekse kaderim beklerim.
Ya bekleyipte kavuşamamaksa kaderim?
Ulan kötü ihtimallerin bile en iyisisin.
Sen benim bir tanem, can özüm, hep yolunu gözlediğimsin.
Bekliyor, özlüyor, hep seviyorum.
Olur ya işte ne bileyim be,
Bir gün gelirsin.
Yine, yeni, yeniden dersin diye ümit ettiğimsin.
Kayıt Tarihi : 31.8.2018 05:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!